DENEYSEL VE KLINIK ÇALIŞMALAR | |
1. | Kendi kendine bildirilen bel ağrısı ve alt ekstremite özürlülüğü arasındaki ilişkinin yanı sıra boyun ağrısı ve üst ekstremite özürlülüğü arasındaki ilişki The association between self-reported low back pain and lower limb disability as well as the association between neck pain and upper limb disability Turhan Kahraman, Evrim Göz, Arzu GençPMID: 28467573 doi: 10.5505/agri.2016.65668 Sayfalar 1 - 8 Amaç: Kendi kendine bildirilen bel ağrısı ve alt ekstremite özürlülüğü arasındaki ilişkinin yanı sıra boyun ağrısı ve üst ekstremite özürlülüğü arasındaki ilişkinin incelenmesi. Gereç ve Yöntem: 126 sağlık çalışanı bu kesitsel çalışmaya dahil edildi. Boyun ve bel ağrısı varlığı İskandinav Kas İskelet Sistemi Anketi kullanılarak belirlendi. Boyun ve bel ağrısı/özürlülüğü sırasıyla Boyun Ağrısı ve Özürlülük Ölçeği (BAÖÖ) ve Oswestry Dizabilite İndeksi (ODİ) ile değerlendirildi. Üst ve alt ekstremite özürlülüğü sırasıyla Hızlı - Kol, Omuz ve El Sorunlar Anketi (Quick-DASH) ve Western Ontario ve McMaster Osteoartrit İndeksi (WOMAC) ile değerlendirildi. Bulgular: Bel ağrısı olduğunu bildiriren katılımcıların alt ekstremitelerdeki kas iskelet sistemi şikayetleri daha fazlaydı (p<0.001) ve boyun ağrısı olduğunu bildiren katılımcılarda da benzer şekilde üst ekstremitelerde daha fazla kas iskelet sistemi şikayetleri bildirildi (p<0.001). Son 12 ay boyunca ve son 7 gün içinde bel ağrısı olduğunu bildiren katılımcıların ODI ve WOMAC skorları arasında anlamlı bir korelasyon vardı (sırasıyla, ρ=0.674, p<0.001 ve ρ=0.510, p<0.001). Son 12 ay boyunca ve son 7 gün içinde boyun ağrısı olduğunu bildirin katılımcılarda BAÖÖ ve Quick-DASH arasında anlamlı bir korelasyon bulundu (sırasıyla, ρ=0.659, p<0.001 ve ρ=0.734, p<0.001). Sonuç: Daha şiddetli bel ağrısı bildiren bireylerde alt ekstremite özürlülüğü de daha yüksek düzeyde bildirdirilmekteydi. Bu ilişki aynı zamanda boyun ağrısı ve üst ekstremite özürlülüğü arasında da bulunmaktaydı. |
2. | İki farklı kuru iğneleme tekniğinin miyofasial ağrı sendromunun tedavisinde karşılaştırılması Comparison of two different dry-needling techniques in the treatment of myofascial pain syndrome Özlem Taşoğlu, Şule Şahin-onat, Hüma Bölük, İrfan Taşoğlu, Neşe ÖzgirginPMID: 28467572 doi: 10.5505/agri.2016.38991 Sayfalar 9 - 16 Amaç: Çalışmanın amacı iki farklı kuru iğneleme yönteminin (derin kuru iğneleme ve peppering) miyofasial ağrı sendromunda (MAS) karşılaştırılması. Gereç ve Yöntem: Hastanemize başvuran MAS tanısı alan 72 hasta, rasgele derin kuru iğneleme ve peppering olmak üzere iki gruba ayrıldı. Tüm hastalar 4 kez değerlendirildi; tedaviden önce ve tedavide uygulamasından sonraki 1.–5. ve 12. haftalarda. Her değerlendirmede hastalara Vizüel Analog Skala, Nottingham Genişletilmiş Günlük Yaşam Aktiviteleri Skalası ve Beck Depresyon Ölçeği uygulandı. Ek olarak hastalar prosedür boyunca ağrı hissi ve yan etki profili açısından takip edildi. Bulgular: Takip sürecini 26 derin kuru iğneleme ve 28 peppering hastası tamamladı. Başlangıca göre bakıldığında her iki grupta da 1.–5. ve 12. hafta kontrollerinde ağrının azaltılması, depresif semptomları ve fonksiyonelliğin artırlması açısından fayda sağlandı. Öte yandan gruplararası analizlerde her iki grup arasında anlamlı fark saptanmadı. Her iki grup arasındaki tek anlamlı farklılık uygulama sırasında derin kuru iğneleme grubunda ağrının daha az olmasıydı. Sonuç: Derin kuru iğneleme de peppering de MAS tedavisinde etkili ve bu etki 12 haftaya kadar devam etmektedir. Ayrıca her iki tekniğin de yan etki profili benzer saptandı. Öte taraftan, derin kuru iğnelemenin daha ağrısız bir prosedür olduğu görüldü. |
3. | Migren hastalarında revize hastalık algısı ölçeğinin geçerliliği ve deprem tecrübesinin hastalık algısı üzerine etkisi Validation of the revised illness perception questionnaire for migraine patients and the effects of earthquake experience on perception of disease Selda Keskin Güler, Sertaç Güler, Nalan Güneş, Burcu Gökçe Çokal, Mehmet İlker Yön, Tahir YoldaşPMID: 28467565 doi: 10.5505/agri.2016.88709 Sayfalar 17 - 24 Amaç: Migren hastalarında Revize Hastalık Algısı Ölçeğinin (IPQ) geçerliğini araştırmak ve deprem gibi ağır bir yaşam olayının hastalık algısı üzerine etkisini araştırmak amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya deprem sırasında Erciş’te bulunan (n=33) ve deprem tecrübesi hiç yaşamamış (n=29) toplam 62 migren tanılı hasta alındı. Hastalara görüşme formu, IPQ ve Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) uygulandı. Çalışmaya alınan hastaların yaş ortalaması 31 ve ortalama 7.8 yıldır migren tanıları vardı. Deprem tecrübesi olan (Grup 1) ve olmayan (Grup 2) grup arasında yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim süresi, tanı süresi ve atak sıklığı açısından fark yoktu (p>0.05). Bulgular: IPQ hastalık belirtileri, hastalık hakkında görüşler ve olası nedenler olmak üzere 3 kısımdan oluşur. Hastalık belirtileri kısmında migren hastalarında en sık yaşanan belirtilerin ağrı, baş ağrısı ve yorgunluk olduğu görüldü. Hastalık hakkında görüşler ve olası nedenler için güvenirlik analizinde testin güvenilir olduğu saptandı. Hastalık hakkında görüşler bölümünde incelenen hastalığı anlayabilme ve süre (döngüsel) alt boyutları skorları Grup 1’de daha yüksekti (p<0.05). Diğer alt boyutları açısından gruplar arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p>0.05). Grup 1’de BDÖ skoru daha yüksekti (z: -2,006, p<0.05). Deprem gibi ağır bir yaşam olayı depresyon skorunda artışa sebep olmasına rağmen IPQ skorlarında çok fazla değişikliğe neden olmamıştır. Grup 1 hastalığı daha büyük oranda anlamakta ve hastalığın döngüsel yapısını daha iyi kavramaktadır. Hastalığın süresi, hasta ve ailesine etkisi, hastanın hastalık üzerine kontrolü, hastalığa tedavinin etkisi ve emosyonel etki ile ilgili algıları her iki grupta aynıydı. Sonuç: Hastalık algısı deprem gibi ağır bir yaşam olayından çok fazla etkilenmemiştir. IPQ Türk migren hastalarında da güvenle kullanılabilir. |
4. | Spinal kord stimülasyonu uygulanan 62 hastanın retrospektif değerlendirilmesi Spinal cord stimulation in 62 patients: Retrospective evaluation İrem Özdemir, Mert Akbaş, Arif Yeğin, Gözde Dağıstan, Deniz Özel ErkanPMID: 28467566 doi: 10.5505/agri.2016.08870 Sayfalar 25 - 32 Amaç: Spinal kord stimülasyonu (SKS), başarısız bel cerrahisi sendromu (BBCS), dejeneratif disk hastalığı, periferal kozalji, nöropatik ağrı, kompleks rejyonel ağrı sendromu (KRAS), periferik vasküler hastalık, iskemik kalp hastalığı ve kanser ağrısı gibi endikasyonlarda kullanılabilen bir nöromodülasyon yöntemidir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma, retrospektif tanımlayıcı bir araştırmadır. Çalışmada, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Algoloji Bilim Dalı kliniğinde Şubat 2011–Ocak 2015 tarihleri arasında spinal kord stimülasyonu (SKS) uygulanan 62 hastanın işlem öncesi ve sonrasındaki ağrı düzeyleri, analjezik ilaç kullanımları, uyku düzenleri değerlendirildi, işlem memnuniyetleri, günlük aktivite değişiklikleri ve işe dönüş süreleri sorgulandı. Bulgular: Yapılan çalışmada SKS prosedürü uygulanan hastaların ağrı seviyelerinin azaldığını, buna bağlı uyku düzenleri ve günlük aktivitelerinin iyileştiği sonucu bulundu. Sonuç: Sonuç olarak, yapılan diğer çalışmalar ve bizim çalışmamızın gösterdikleri doğrultusunda SKS‘nin kronik ağrı palyasyonunda etkili ve güvenilir bir tedavi yöntemi olduğu düşüncesindeyiz. |
5. | Migren başağrısında büyük oksipital sinir bloğu uygulama sonuçlarımız The results of greater occipital nerve block applied for migraine headache Serdar Çatav, Filiz Alkaya Solmaz, Pakize KırdemirPMID: 28467567 doi: 10.5505/agri.2016.57625 Sayfalar 33 - 37 Amaç: Bu çalışma, migren hastalarının tedavisinde büyük oksipital sinir bloğu (GON) etkinliğini değerlendirmek amacı ile yapıldı. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya 2014–2015 yılları arasında migren tanısı almış 28 hasta dahil edildi. GON bloğu işlemi eksternal oksipital protuberans 2 cm laterali ve 2 cm inferiyoruna 1.5 ml %2 lidokain uygulanarak yapıldı. GON bloğu işlemi bilateral olarak 1 hafta ara ile 3 kez uygulandı. Hastanın VAS değerleri, atak sıklığı, atak süresi ve analjezik kullanım ihtiyacı işlem öncesinde değerlendirildi. İşlemden sonra 1. hafta, 1. ay, 3. ayda tekrar bu parametreler değerlendirildi. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 42.21±10.13. VAS skoru işlem öncesi 9.28±0.72 iken, işlemden sonra 1. haftada 2.96±2.16, 1. ayda 2.60±1.96, 3. ayda 1.75±1.37 idi. Atak sıklığını işlem öncesi 9.42±4.51 iken, 1. ay 5.42±3.30, 3. ay da 3.57±3.14 olarak değerlendirdik. Sonuç: Migren başağrısında GON bloğu 1.5 ml %2 lidokain ile güvenilir, basit ve efektif bir tedavi yöntemidir. |
OLGU SUNUMU | |
6. | Leriche sendromu Leriche syndrome Serdar Demirgan, Abdullah Tolga Şitilci, Sezen Solak, Mehmet Salih Sevdi, Kerem Erkalp, Emin KösePMID: 28467568 doi: 10.5505/agri.2015.65983 Sayfalar 38 - 42 Leriche sendromu aortada, sıklıkla renal arterlerin distalinde trombotik oklüzyonla karakterize bir hastalıktır. Bu sendromun klasik semptomları; alt ekstremitede egzersizle ortaya çıkan ağrı (klodikasyon), femoral nabızların palpe edilememesi ve erkek hastalarda impotanstır. Dolaşım yetersizliğine bağlı klodikasyon ile nörojen kaynaklı klodikasyonun ayırıcı tanısı zordur. Ayırıcı tanı yapılmasında anamnez, fizik muayene ve görüntüleme yöntemleri önemli yer tutar. Fizik muayenede bilateral femoral nabızların palpe edilememesi leriche sendromunu akla getirmelidir. Leriche sendromlu olgularda renkli Doppler ultrasonografi ile, her iki iliyak arterde de akım olmadığı gösterilebilir. Bu hastalarda bilgisayarlı tomografi anjiyografi ile aortadaki trombotik tıkanıklık doğrulanmalıdır. Sunduğumuz bu vaka klodikasyon şikayetiyle hastaneye başvurmuş ve lomber disk hernisi tanısı konulmuş bir Leriche sendorumu vakasıdır. Ayırıcı tanıda vasküler patolojiler düşünülmemesi nedeniyle tedavisinde geçikilmiş ve mortaliteyle sonuçlanmış olması nedeniyle önem taşımaktadır. Bacak ağrısı şikayetiyle hastaneye başvuran hastalarda vasküler patolojiler ayırıcı tanıda düşünülmeli ve klinisyenler tanıya giden yolda öncelikle detaylı anemnez ve kapsamlı bir fizik muayeneye güvenmelidirler. |
7. | Medial kalkaneal nöropati: Uzamış topuk ağrısının nadir bir nedeni Medial calcaneal neuropathy: A rare cause of prolonged heel pain Banu Kuran, Tolga Aydoğ, Cem Erçalık, Pınar Arda, Figen Yilmaz, Beril Doğu, Julide Oncu, Gülgün DurlanıkPMID: 28467569 doi: 10.5505/agri.2015.13540 Sayfalar 43 - 46 Topuk ağrısı ayak ağrılarının %15’ini oluşturur. Ağrı, plantar fasiit, kalkaneal kırık, kalkaneal apofizit, topuk yastığının atrofisi, enflamatuar hastalıklar gibi nedenlere bağlı olabildiği gibi sinir kökenli de olabilir. Tibial, plantar ve/veya medial kalkaneal sinir sıkışması ağrının nöral nedenlerindendir. Medial kalkaneal sinir topuktaki yumuşak dokuların çoğunun duysal innervasyonunu sağlar. Topuk ağrısının nöral kaynaklı olduğunu teşhis etmek için öykü ve dikkatli bir fizik muayene gerekir. Topuk ağrısının diğer nedenleri dışlanmadan önce cerrahi girişim için acele edilmemeli, konservatif tedavi sonrasında tanı yeniden gözden geçirilmelidir. |
8. | Az tanınan bir başağrısı: Uçak yolculuğu başağrısı A rarely known headache: Airplane travel headache Filiz Azman, Büşra Erkılınç, Murat Çabalar, Sultan Çağırıcı, Vildan YaylaPMID: 28467570 doi: 10.5505/agri.2015.79037 Sayfalar 47 - 48 Uçak yolculuğu ile ilişkili başağrısı, son yıllarda olgu sunumlarıyla önem kazanmış ve 2013 yılında başağrısı sınıflamasında yerini almıştır. Bu nadir durum primer başağrılarından farklı özel karakteristik özelliklere sahiptir ve patofizyolojisi henüz net değildir. Bu olguda, 27 yaşındaki bir kadın hastaya anamnez, muayene ve görüntüleme yöntemleriyle uçak yolculuğu ile ilişkili başağrısı tanısı konuldu. Literatür eşliğinde muhtemel patofizyolojisi ve tedavisi tartışıldı. |
EDITÖRE MEKTUP | |
9. | Lakozamid’e bağlı gelişen baş ağrısında büyük oksipital sinir blokajına yanıt Response of greater occipital nerve block in headache induced by lacosamide Çetin Kürşad Akpınar, Selvet Erdoğan, Nilgün CengizPMID: 28467571 doi: 10.5505/agri.2015.57805 Sayfalar 49 - 50 Lakozamid (LCM) parsyel epilepsinin ekleme tedavisinde kullanılan, güvenli yeni bir antiepileptiktir. En sık yan etkileri sersemlik, baş ağrısı, çift görme, bulantı ve kusmadır. 32 yaşında 2 yıldır epilepsi tanısıyla izlenen hasta nöbet geçirme yakınmasıyla hastaneye başvurdu. LCM tedavisi hastaneye başvurudan 20 gün önce nöbet kontrolü için tedaviye eklendi. LCM dozu baş ağrısı nedeniyle azaltıldı ve baş ağrısı şiddeti azaldı. Sağ oksipital bölgeye büyük oksipital sinir blokajı (bupivakain 2 mg) uygulandı. GON blokajı LCM ilişkili baş ağrısında etkili bulundu. |