DERLEME | |
1. | Polislerde bel ağrısı Low back pain in policemen Esra Arıkan Beyaz, Ayşegül ÇakmakSayfalar 1 - 6 Bel ağrısı epidemiyolojik olarak uzun zamandır irdelenmekte olup, insidans çeşitli meslek gruplarında da araştırılmaktadır. Bel ağrısına klinik yaklaşım ve tedavi gayet iyi tanımlanmış olmasına rağmen, mesleki bel ağrıları için klinik ana hatlar o kadar net değildir. Mesleki fiziksel gereksinimler ve psikososyal özellikleri bakımından polisler, mesleki bel ağrısı açısından riskli bir gruptur. Bu derlemede, polislerde mesleki bel ağrısı incelenmiş ve tedavi yaklaşımları gözden geçirilmiştir. |
DENEYSEL VE KLINIK ÇALIŞMALAR | |
2. | Sezaryen cerrahisinde intravenöz parasetamolün postoperatif analjezi ve tramadol tüketimine etkisi The effects of intravenous paracetamol on postoperative analgesia and tramadol consumption in cesarean operations Alper Kılıçaslan, Sema Tuncer, Ali Yüceaktaş, Mehmet Uyar, Ruhiye ReisliSayfalar 7 - 12 Amaç: Bu çalışmada, sezaryen operasyonlarında hasta kontrollü analjezide (HKA) intravenöz (iv) tramadol ile kombine edilen iv parasetamolün postoperatif ağrı kontrolü ve tramadol kullanımı ve yan etkileri araştırıldı. Gereç ve Yöntem: Sezaryen operasyonu geçirecek ASA I-II grubu 50 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar randomize olarak iki gruba ayrıldı ve bütün olgulara standart genel anestezi uygulandı. Grup I’e operasyon sonlanmadan 15 dk önce ve operasyon sonrası 6 saat ara ile 100 cc serum fizyolojik, grup II’ye ise aynı zaman aralıklarında 1gr iv parasetamol ilk 24 saat verildi. Cerrahinin sonunda olgulara iv HKA cihazı ile tramadol uygulandı. Ağrı ve sedasyon skorları 1., 3., 6., 12. ve 24. saatlerde değerlendirildi. Bulgular: Çalışma sonunda tramadol tüketimi ve yan etkiler kaydedildi. Ağrı skorları ve tramadol tüketimi parasetamol grubunda, kontrol grubuna göre daha düşük bulundu (p<0.05). Sedasyon skorları ve bulantı-kusma gruplar arasında benzer bulundu (p>0.05). Sonuç: Sonuç olarak sezaryen operasyonları sonrası tramadol ile birlikte kullanılan parasetamol güvenilir ve etkin bir analjezi sağlamakta, tramadol tüketimini azaltmaktadır. |
3. | Sağlık bilimleri fakültesi öğrencilerinin baş ağrılarının karakteristik özelliklerinin belirlenmesi ve baş ağrısını geçirmek için uyguladıkları yöntemlerde kültürel inanışların değerlendirilmesi Determining headache characteristics among Health Sciences Faculty students and evaluating the cultural beliefs affecting their treatment selection(s) Fadime Üstüner Top, Tayibe Usta, Sonay GücesanSayfalar 13 - 20 Amaç: Sağlık bilimleri fakültesi öğrencilerinin baş ağrısının karakteristik özelliklerinin belirlenmesi ve baş ağrısını geçirmek için uyguladıkları kültürel inanışların değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Bu tanımlayıcı çalışmada evren olarak fakültenin tamamı alındı, ulaşılan 243 kişi örneklemi oluşturdu. Veriler yüz yüze görüşme yöntemi ile 54 sorudan oluşan anket formu kullanılarak elde edildi. Elde edilen veriler SPSS 16 paket programı ile değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrenciler, yaşamı boyunca en az bir kez baş ağrısı yaşadığını bildirdi. Baş ağrısı yerleşim yeri (%51.0) iki taraflı, (%50.9) ağırlık hissi, sıkıcı, oyucu karakterde, (%50.6) akşam saatlerinde başlayan ve (%54.3) geçtikten sonra kendini yorgun/bitkin hissettiren özellikteydi. Baş ağrısı ile birlikte %71.2’si sese duyarlılık, %49.8’si aktivite ile artış olduğunu bildirdi. Baş ağrısı olan 179 öğrenci hiç doktora gitmediğini, bunların 74’ünün de kendi kendine ağrı kesici ilaç aldığı belirlendi. İlaç tedavisi dışında %81.1’i uyumanın, %50.6’si ise baş ve boyuna masaj yapmanın ağrıyı geçirdiğini veya hafiflettiğini belirtti. Sonuç: Baş ağrısı nedeni ile hekime başvurular yetersiz, kendi kendine ilaç kullanımı fazla ve ilaç dışı yöntemlerin ağrıyı geçirme veya hafifletme durumu yetersizdir. |
4. | Postoperatif ağrı ve hemşirelik uygulamaları Approaches taken by nurses in treating postoperative pain Fatma Ay, Şule Ecevit AlparSayfalar 21 - 29 Amaç: Cerrahi girişimlerin önemli bir ağrı nedeni olduğu bilinmektedir. Ağrı algısı yaş, gelişim dönemleri, önceki ağrı deneyimleri ve diğer çevresel faktörlerle ilişkilidir. Postoperatif ağrı düzeyi farklı farmakolojik ve nonfarmakolojik tekniklerle azaltılabilir. Bu araştırma, ağrı probleminde uygulanan hemşirelik uygulamalarını belirlemek amacı ile yapıldı. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya, cerrahi kliniklerinde çalışan 189 hemşire katıldı. Araştırmacılar tarafından hazırlanmış olan soru formu ile hemşirelerin demografik özellikleri ve ağrı probleminde uyguladıkları aktiviteler belirlendi. Bulgular: Sonuçlar, 146 hemşirenin (%77.2) ağrıyı azaltmak için en sık analjezik uyguladıklarını göstermiştir. Sonuç: Ağrı yönetiminde kullanılan diğer hemşirelik uygulamaları; hasta kontrollü analjezi (HKA), masaj, görsel kıyaslama ölçeği (GKÖ), gevşeme tekniklerini öğretme, harekete yardım etme ve yaşam bulgularını değerlendirmedir. |
5. | Kronik fiziksel özürlü bireylerde ağrı, depresyon, anksiyete ve fonksiyonel bağımsızlık ile yaşam kalitesi arasındaki ilişki The relation between health-related quality of life and pain, depression, anxiety, and functional independence in persons with chronic physical disability Tülay Tarsuslu, Eylem Tütün Yümin, Asuman Öztürk, Murat YüminSayfalar 30 - 36 Amaç: Bu çalışma, kronik fiziksel özürlü bireylerde ağrı, depresyon, anksiyete ve fonksiyonel bağımsızlık ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla planlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya yaş ortalaması 38.18±11.06 yıl olan 82 sağlıklı birey ve 37.72±16.40 yıl olan 89 kronik fiziksel özürlü birey olmak üzere toplam 171 birey dahil edildi. Olguların yaş, boy, kilo, cinsiyet, eğitim düzeyi, meslek, medeni durum gibi fiziksel ve sosyal özellikleri kaydedildi. Ağrıyı değerlendirmek için Vizüel Analog Skalası, depresyon için Beck Depresyon Envanteri, anksiyete için Beck Anksiyete Envanteri, yaşam kalitesi için Nottingham Sağlık Profili, fonksiyonel durum için Fonksiyonel Bağımsızlık Ölçümü kullanıldı. Bulgular: Sağlıklı bireylerle karşılaştırıldığında kronik fiziksel özürlü bireylerde ağrı, depresyon, anksiyete değerlerinin daha yüksek, yaşam kalitesi değerinin ise daha düşük olduğu ve gruplar arası karşılaştırmada ağrı, anksiyete, depresyon, fonksiyonel bağımsızlık ve yaşam kalitesi arasında anlamlı bir farklılık olduğu bulundu (p<0.05). Aynı şekilde, hem sağlıklı hem de özürlü bireylerde ağrı, depresyon, anksiyete ve yaşam kalitesi arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki bulundu (p<0.05). Sonuç: Kronik fiziksel özrü olan bireylerde ağrı, önemli ruhsal sorunlara yol açabilmekte ve kişinin yaşam kalitesini negatif yönde etkileyebilmektedir. Bu çalışma, kronik fiziksel özürlü bireylerde ağrı ile depresyon, anksiyete ve yaşam kalitesi arasında kuvvetli bir ilişki olduğunu ortaya koydu. Kronik fiziksel özürlü bireylerde değerlendirme ve rehabilitasyon programları planlanırken bu sonuçlar dikkate alınmalıdır. |
OLGU SUNUMU | |
6. | Mevsimsel artma ve azalma gösteren episodik paroksismal hemikrania Episodic paroxysmal hemicrania with seasonal waxing and waning pattern Hamit Macit Selekler, Özden Temel, Ayşe KutluSayfalar 37 - 40 Paroksismal hemikrania’nın önce kronik formu tanımlanmıştır. Önceleri episodik formun kaçınılmaz olarak kronikleştiği düşünülse de, yıllar içinde, konik safhaya geçmeyen episodik tiplerinin de bulunduğunun farkına varılmıştır. Görülme sıklığının 1/50.000 olduğu tahmin edilen paroksismal hemikrania’nın, episodik formu, kronik formuna göre ¼ oranındadır. Literatürde üç olgu ile sınırlı olan, küme başağrısı gibi, mevsimsel olarak ortaya çıkan tipleri de bildirilmiştir. Bu yazıda, 40 yıl gibi uzun süredir episodik kalan ve mevsimlere göre sıklığı değişen ataklarla kendini gösteren bir olgu sunuldu. |
7. | Ultrason rehberliğinde bilateral infraklavikuler blok: Olgu sunumu Ultrasound-guided bilateral infraclavicular block: case report Murat Tekin, Yavuz Gürkan, Duygu Baykal Ceylan, Mine Solak, Kamil TokerSayfalar 41 - 43 Sistemik lokal anestezik toksistesi riski nedeniyle bilateral brakiyal pleksus bloğu nadiren uygulanır. Bu nedenle, bilateral ekstremite operasyonlarında çoğunlukla genel anestezi tercih edilir. Bununla birlikte, ultrason kullanımı damar ve sinir yapılarının rahatlıkla görüntülenebilmesine olanak verir. Biz bu yazımızda, bilateral el yaralanması nedeniyle ameliyat edilecek olan, fakat genel anestezi istemeyen 28 yaşında bir erkek hastada, ultrason yardımıyla bilateral infraklavikuler blok uygulamasını sunmayı amaçladık. Lineer ultrason probu ile aksiller arter ve brakiyal pleksusun kordları görüntülendikten sonra her bir ekstremite için 20’şer ml lokal anestezik karışımı (10 ml %2 lidokain (5 μg. ml-1 adrenalin içerecek şekilde) + 10 ml %7.5 levobupivakain) üçlü enjeksiyon yöntemi ile enjekte edildi. Blok sırasında herhangi bir komplikasyon gelişmedi. Sonuç olarak, infraklavikuler bloğun, ultrason yardımı ile lokal anestezik dozu azaltılarak güvenle bilateral uygulanabileceğini düşünmekteyiz. |