1. | Baş ağrısı tedavisinde botulismus toksini; günümüzdeki uygulamalar ve kanıta dayalı verilerin derlemesi BOTULINUM TOXİN FOR THE TREATMENT OF HEADACHES: A REVİEW OF CURRENT PRACTICES AND EVIDENCE BASED-DATA Yeşim AteşPMID: 17089224 Sayfalar 5 - 11 Botulismus toksini Tip A 15 yıldan daha uzun süredir çeşitli primer baş ağrısı tiplerinin tedavisi ve profilaksisi amacı ile kullanılmaktadır. Bu ajanın baş ağrısı tedavisindeki etki mekanizması pek çok çalışmada incelenmiştir. Asetil kolin salınımı üzerindeki bilinen etkisine ek olarak bir veya daha fazla sayıda ağrı ile ilgili transmitterin salınımını bloke ederek antinosiseptif etki gösterdiği düşünülmektedir. Botulinum toksininin primer baş ağrılarındaki klinik kullanımını inceleyen körlü olmayan ilk çalışmalar, pozitif sonuçlar vermiştir, ancak son zamanlarda yapılan metodoloji açısından yeterli çalışmalar kanıta dayalı bir yaklaşımla incelendiğinde bu ajanın yaygın klinik kullanıma girmesini desteklememektedir. Bu derlemede botulinum toksininin kullanımı; etki mekanizması, enjeksiyon teknikleri ve konu hakkındaki kanıta dayalı veriler öncelikli olarak incelenmiştir. |
2. | Etkili kanser ağrı yönetimindeki bariyerler Barriers To Effective Cancer Pain Management Yasemin Kuzeyli Yıldırım, Meltem UyarPMID: 17089225 Sayfalar 12 - 19 Ağrı, hastalar tarafından kanserin en korkulan sonuçlarından birisidir. Çeşitli eğitim programlarına, girişim stratejilerine ve multidisipliner ağrı topluluklarına rağmen, kanser hastalarının yaklaşık olarak %60’ı ağrı çekmektedir. Kanser ağrısı, hastanın yaşamının her yönünü etkilemekte ve sonuçta yaşam kalitesi üzerinde büyük bir etkisi bulunmaktadır. Yeterli ağrı yönetiminde sağlık bakım profesyonelleri, sağlık bakım sistemi ve hastaları kapsayan bariyerler mevcuttur. Ağrı yönetimindeki bariyerlerin en önemli nedenleri bilgi eksikliği, opioidler hakkında olumsuz tutumlar, yetersiz tanılama ve organizasyonla ilgili konuları içermektedir. Bu makalenin amacı; kanser ağrı yönetiminde etkili olan bariyerler hakkında bilgi vermektir. |
3. | Mide Rezeksiyonu Yapılan 26 Haftalık Gebe Hastada Torakal Epidural Anestezi ve Analjezi Uygulaması Thoracic Epidural Anesthesia and Analgesia For Gastric Resection at 26 Week Pregnant Woman Esra Çalışkan, Mesut Şener, Tarık Zafer Nursal, Kenan Çalışkan, Ayda Türköz, Tayfun BağışPMID: 17089226 Sayfalar 20 - 23 Tüm gebeliklerin % 1.5-2’sinde anestezi ve cerrahi gereksinimi olmaktadır. Maternal anatomi ve fizyoloji de meydana gelen değişiklikler, hem anne hem de fetüs için risk oluşturabilmektedir. Gebelik döneminde cerrahi bir girişim gereksiniminde, anestezik yaklaşım her iki hastayı birden kapsamalıdır. Gastrik adenokarsinom gebelik döneminde nadir görülen ve kötü prognozla seyreden bir tablodur. Bu vaka takdiminde gastrik adenokarsinom tanısı alan 26 haftalık gebe hastada anestezik yaklaşım sunulmaktadır. Hastamızda fetüsün yaşayabilirliğinin sağlanacağı döneme kadar gebeliğin devamını sağlamak ve bu süre içinde annenin yaşam kalitesini en yüksek düzeyde tutmak amacıyla distal subtotal gastrektomi planlandı. Hem anne hem fetus için anestezi riskini en aza indirmek, fizyolojik stresi azaltmak ve aynı zamanda cerrahi sırasında ortaya çıkan nöroendokrin cevabı azaltmak amaçlanarak, genel anestezi ile birlikte torakal epidural anestezi uygulandı. Hasta 30. gebelik haftasında elektif sezaryen operasyonu için tekrar çağrılarak, postoperatif 10. günde taburcu edildi. |
4. | The Relationship of Combined Spinal-Epidural Analgesia and Low-Back Pain After Vaginal Delivery Çimen Kuyumcuoğlu, Alp Gurbet, Gürkan Türker, Şükran ŞahinPMID: 17089227 Sayfalar 24 - 29 |
5. | Postoperatif Ağrıda Deksketoprofen Kullanımı Dexketoprofen for Postoperative Pain Relief. Sema Tuncer, Aybars Tavlan, Hatice Köstekçi, Ruhiye Reisli, Şeref OtelcioğluPMID: 17089228 Sayfalar 30 - 35 Deksketoprofen trometamol nonsteroid antiiinflamatuar bir ajan olan ketoprofenin aktif enantiomeridir. Bu çalışmada postoperatif analjezide dexketoprofenin etkinliğini değerlendirmeyi amaçladık. Abdominal histerektomi planlanan ASA I-II grubu 50 olgu çalışmaya alındı ve randomize olarak 2 gruba ayrıldı. Operasyondan 1 saat önce ve operasyondan sonra 8. ve 16. saatlerde grup I’e oral plasebo, grup II’ye 25 mg deksketoprofen verildi. Bütün olgulara standart genel anestezi uygulandı. Cerrahinin sonunda olgulara IV Hasta kontrollü analjezi (HKA) cihazı ile tramadol uygulandı. Ağrı ve sedasyon skorları 3,6,12 ve 24.saatlerde değerlendirildi. Çalışma sonunda tramadol tüketimi, yan etkiler ve hasta memnuniyeti kaydedildi. Ağrı skorları ve tramadol tüketimi deksketoprofen grubunda daha düşük bulundu (p<0.05). Sedasyon skorları, yan etkiler ve hasta memnuniyeti gruplar arasında benzer bulundu (p>0.05). Sonuç olarak, abdominal histerektomi operasyonlarında preoperatif ve postoperatif uygulanan deksketoprofen, opioid ihtiyacını azaltmakta ve analjezik etki sağlamaktadır. |
6. | Abdominal histerektomi operasyonlarında ketaminin preemptif analjezik etkisi var mı? Has ketamine preemptive analgesic effect in patients undergoing abdominal hysterectomy? Semra Karaman, Seden Kocabaş, Çiler Zincircioğlu, Vicdan FıratPMID: 17089229 Sayfalar 36 - 44 Çalışmada, NMDA reseptör antagonisti olan ketaminin intravenöz yolla insizyon öncesi ve sonrası uygulamalarının preemptif etkisinin araştırılması amaçlandı. Total abdominal histerektomi uygulanacak 60 hasta, etik komite izni ile çalışmaya dahil edilerek, rastgele üç gruba ayrıldı. Standart anestezi uygulanan bütün hastalara insizyon öncesi ve insizyon sonrası olmak üzere, sırasıyla kontrol grubu olan Grup S’de serum fizyolojik (SF), Grup Kpre’de ketamin 0.4 mg/kg ve SF, Grup Kpost’da SF ve ketamin 0.4 mg/kg uygulandı. Postoperatif analjezileri i.v. morfin PCA ile sağlanan hastaların ağrıları 1., 2., 3., 4., 8., 12. ve 24. saatlerde Vizüel Analog Skala (VAS), Sözel Ağrı Skalası (VRS) ile değerlendirildi. İlk analjezik zamanları, tüketilen morfin miktarları ve yan etkiler kaydedildi. Postoperatif VAS, VRS, toplam morfin, ilk PCA zamanı değerlendirildiğinde istatistiksel olarak fark bulunmadı (p>0.05). SF uygulanan Grup S’de sedasyon skorları daha düşük olup, ketamin kullanılan gruplarla karşılaştırıldığında anlamlı fark bulundu (p<0.05). Sonuçta abdominal histerektomi operasyonlarında preemptif intravenöz ketaminin analjezik etkinliğinin olmadığı, doz ve uygulama zamanı yönünden farklı operasyon türlerine göre daha ileri çalışmaların yapılması gerektiği kanısına varıldı. |