İÇINDEKILER | |
1. | Frontmatters Frontmatters Sayfalar I - XI |
DENEYSEL VE KLINIK ÇALIŞMALAR | |
2. | Türkiye’deki algolog hekimlerin, COVID-19 pandemi döneminde kronik ağrı tedavisindeki tutum değişiklikleri Attitude changes toward chronic pain management of pain physicians in Türkiye during the COVID-19 pandemic Gülçin Gazioğlu Türkyılmaz, Şebnem RumeliPMID: 35848806 doi: 10.14744/agri.2019.01878 Sayfalar 77 - 83 Amaç: Koronavirüs hastalığı (COVID-19) pandemisi bütün dünyada kronik ağrı hastalarının ayaktan tedavi ve elektif girişim-sel prosedürlerinin azaltılmasına veya kesintiye uğratıl-masına neden oldu. Bu çalışmada, pandemi döneminde Türkiye’deki algolog hekimlerin kronik ağrı hastalarının tedavilerindeki tutum değişiklikleri ve bu değişikliklerin yayımlanan kılavuzlara uygunluklarının araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Türkiye’de çevrim içi olarak ulaşım sağlanabilen 113 algoloji hekimine isteğe bağlı doldurulmak üzere anket gönderildi. Bulgular: Anketin ulaştırıldığı ağrı hekimlerinin %61’i (n=69) anketi cevapladı. Hiçbir girişimsel işlem öncesi hastalarından CO-VID-19 polimeraz zincir reaksiyonu testi istemeyen hekimlerin oranı %48 (n=33) idi. Opiyoid reçetelerken immünsüpresif etkiyi önemsemeyen ve opiyoid dozunu azaltmayan hekimlerin oranı %42 (n=29) idi. Girişimsel işlemlerde uyguladıkları kortikosteroid dozunu azaltmayan hekimlerin oranı %61 (n=42) idi. Pandemi döneminde faset eklem median dal radyofrekans denervasyon uy-gulayan hekimlerin %49,1’inin (n=28) pandemi öncesine göre uyguladıkları tanısal blok sayısını azalttığı belirlendi. Bu dönemde geniküler sinir radyofrekans denervasyon uygulayan hekimlerin %51’inin (n=24) hiç tanısal blok uygulamadıkları tespit edildi. Sonuç: Ülkemizdeki ağrı hekimlerinin çoğunun pandemi döneminde kronik ağrı hastalarının tedavisinde kullandıkları opiyoid ve kortikosteroid ilaçların doz ve/veya türlerindeki tercihlerini değiştirmedikleri ancak faset eklem median dal radyofrekans denervasyon/geniküler sinir radyofrekans denervasyon girişimleri öncesi uyguladıkları tanısal blok sayılarını azaltma eğilimin-de oldukları saptandı. |
3. | COVID-19 kapanması sırasında omurga ağrısı olan ve olmayan kişilerde fiziksel aktivite ve sağlık kaygısı: Bir karşılaştırma çalışması Physical activity and health anxiety in people with and without spinal pain during the COVID-19 lockdown: A comparison study Gamze Yalçınkaya, Müge Kırmızı, Yeşim Salık ŞengülPMID: 35848816 doi: 10.14744/agri.2021.90692 Sayfalar 84 - 90 Amaç: Koronavirüs hastalığı (COVID-19) salgınında, kas-iskelet ağrısı için yaygın risk faktörleri olan fiziksel inaktivite ve sağlık anksiyetesi, katı önlemler ve izolasyon nedeniyle yaygınlaşmıştır. Bu nedenle, COVID-19 kapanması sırasında omurga ağrısı yaşayan ve yaşamayan kişilerde fiziksel aktivite, sağlık kaygısı ve spinal ağrı öyküsünün karşılaştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma, bir vaka kontrol çalışması olarak tasarlanmıştır. Nordik Kas-İskelet Sistemi Anketi (NKİA), Ulusla-rarası Fiziksel Aktivite Anketi-kısa form ve Sağlık Anksiyetesi Ölçeği-kısa formu içeren değerlendirmeler, COVID-19 kilitlenmesi sırasında Google Formlar kullanılarak çevrim içi bir anket aracılığıyla gerçekleştirildi. Çalışma için 494 gönüllüye ulaşıldı ve 348’i dışlama kriterlerine göre elendi. Katılımcıların 156’sı NKİA’ya göre omurga ağrısı grubu (n=70) ve asemptomatik grup (n=86) olarak sınıflandırıldı. Bulgular: Omurga ağrısı grubunda toplam fiziksel aktivite miktarının asemptomatik gruba göre daha az olduğu saptandı (p<0,05). Spinal ağrı grubu, asemptomatik gruba göre daha yüksek düzeyde sağlık anksiyetesine sahip bulundu (p<0,05). Ayrıca son bir yıl içinde spinal ağrı deneyimleme oranı, spinal ağrı grubunda daha yüksek tespit edildi (p<0,05). Sonuç: COVID-19 kapanması sırasında omurga ağrısı yaşayan kişilerin fiziksel olarak daha az aktif oldukları ve sağlıkları hakkın-da daha fazla endişe duydukları tespit edildi. Bu sonuçların, kapanma veya olası pandemik dalga senaryoları sırasında omurga ağrısının yönetimini iyileştirmek için yararlı olabileceği düşünüldü. |
4. | Ağrı yönetimi öz yeterlilik ölçeğinin Türkçeye uyarlanması Adaptation of the pain management self-efficacy questionnaire into Turkish Aylin Aydın Sayılan, Feride Eşkin Bacaksız, Ezgi Seyhan Ak, Nurşen Kulakaç, John Rey B. MacindoPMID: 35848809 doi: 10.14744/agri.2022.35902 Sayfalar 91 - 99 Amaç: Bu çalışmanın amacı, Ağrı Yönetimi Öz Yeterlilik Ölçeğinin Türkçe geçerlilik ve güvenilirliğini incemelektir. Gereç ve Yöntem: Çalışma, Eylül-Aralık 2018 tarihleri arasında 214 hemşire ve 248 hemşirelik öğrencisiyle tanımlayıcı ve meto-dolojik olarak yapıldı. Veriler, tanıtıcı özellikler formu ve Ağrı Yönetimi Öz Yeterlilik Ölçeği kullanılarak toplandı. Bulgular: Ölçeğin Cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı 0,90 olarak bulundu. Zaman güvenilirliğini test etmek için tekrarlanan ölçümlerde, iki ölçüm arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (t=0,320, p=0,751), yüksek güç ve pozitif olarak yüksek anlamlı bir ilişki vardı (r=0,997, p<0,001). Sonuç: Ağrı Yönetimi Öz Yeterlilik Ölçeğinin Türkçe versiyonu klinik hemşireler ve hemşirelik öğrencilerinin ağrı yönetiminde öz yeterliliklerini değerlendirmede geçerli ve güvenilir bir ölçek olarak kullanılabilir. |
5. | Sırt, boyun ve omuz ağrısı olan hastalarda skapular diskinezi prevalansı ve bu kombinasyonun ağrı ve kas kısalığı üzerine etkisi The prevalence of scapular dyskinesia in patients with back, neck, and shoulder pain and the effect of this combination on pain and muscle shortness Gonca Sağlam, Hilal TelliPMID: 35848815 doi: 10.14744/agri.2022.87059 Sayfalar 100 - 108 Amaç: Bu çalışmada, boyun, sırt ve omuz ağrısı olan hastalarda skapular diskinezi prevalansının değerlendirilmesi ve bu kom-binasyonun neden olduğu klinik parametrelerdeki varyasyonların incelenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Bu prospektif kesitsel çalışmaya boyun, sırt veya omuz ağrısı olan toplam 124 hasta dahil edildi. Hastaların demografik ve klinik verileri kaydedildi. Görsel analog skalası ile ağrı şiddeti, kas kısalık testleri ile kas kısalığı ve lateral skapular slide testi ile skapular diskinezi varlığı değerlendirildi. Bulgular: Çalışma popülasyonunda skapular diskinezi prevalansı %41,9 idi. Hastalar değerlendirme için skapular diskinezi olan veya olmayan gruplara ayrıldı ve karşılaştırıldı. Sırt ve omuz ağrısı olan hastalarda skapular diskinezi varlığı anlamlı olarak daha yüksek bulundu (p<0,05). Skapular diskinezi patolojik tiplerinin dağılımı değerlendirildiğinde, çalışma popülasyonunda en yay-gın tipin, tip 1 olduğu tespit edildi. Gruplar arasında istirahat ve aktivite sırasında ağrı şiddeti açısından anlamlı fark gözlenmezken (p>0,05), skapular diskinezili hastalarda gece görsel analog skala skoru anlamlı olarak daha yüksek saptandı (p<0,05). Pektoral, la-tissimus dorsi ve rhomboids kas kısalığının skapular diskinezi olan grupta anlamlı olarak daha yüksek olduğu belirlendi (p<0,05). Sonuç: Boyun, sırt ve/veya omuz ağrılı hastalarda fizik muayenede skapular diskinezi varlığının değerlendirilmesi ağrıya bağlı sorunların tanı ve tedavisi için yol gösterici olacaktır. |
6. | Notalgia parestetika tanılı 25 hastanın klinik özellikleri ve tedavileri Report on 25 Notalgia paresthetica cases: Clinical features and treatments Seide Karasel, Dua CebeciPMID: 35848808 doi: 10.14744/agri.2022.28159 Sayfalar 109 - 116 Amaç: Notaljia parestetika (NP), sırtta kronik kaşıntı olarak ortaya çıkan nöropatik bir durumdur. Bu retrospektif çalışmanın amacı, NP tanısı alan hastaların özelliklerini incelemektir. Gereç ve Yöntem: Notaljia parestetikanın spinal veya periferik kökenini belirlemek üzere, yaşları 26-64 arasında (ortala-ma±10.67 yıl; medyan: 47.17 yıl) toplam 25 kadın hasta çalışmaya alındı. Bulgular: Radyolojik incelemede hastaların %24’ünde diskopati, %32’sinde artroz ve %56’sında dejenerasyon gözlendi. Der-matolojik semptomlar ile manyetik rezonans görüntüleme pozitifliği arasında anlamlı bir ilişki bulunamadı (p=0.188). Hastala-rın tedavi programları fizik tedavi (%44), lokal enjeksiyon (%28), egzersiz tedavisi (%16) veya fizik tedavi ve kinezyoterapi (%12) şeklindeydi. Ağrı için subjektif ölçümler, ortalama bir görsel analog skala (VAS) ile doğrulandı ve nöropatik ağrıyı taramak için “Douleur Neuropathique 4” (DN4) anketi kullanıldı. Hastaların tedavi öncesi VAS skoru 7, tedavi sonrası VAS skoru 2 idi. Ortala-ma DN4 skoru tedaviden önce 7, tedaviden sonra 2 idi. Sonuç: NP nadir göriülen bir sendromdur. Bu çalışmada NP klinik özelliklerini ve tedavilerini derledik. |
KLINIK KAVRAMLAR VE YORUMLAR | |
7. | Opiyoid ölçeğinin Türkçe formunun psikometrik özellikleri The Turkish form of psychometric properties of opioids questionnaire İrem Yılmaz, Neriman AkanselPMID: 35848805 doi: 10.14744/agri.2021.01033 Sayfalar 117 - 130 Amaç: Bu çalışmanın amacı, Türkçe karşılığı “Hemşirelerin Opiyoidlere Yönelik Zihinsel Modellerinin Psikometrik Özellikleri” olan İngilizce ölçeğin psikometrik çalışmasını Türkçede yapmaktır. Gereç ve Yöntem: Bu araştırma, cerrahi kliniklerde çalışan ve çalışmaya katılmayı kabul eden 86 hemşirenin katılımıyla ger-çekleştirilen bir geçerlilik çalışmasıdır. Veriler, hemşirelerin demografik özellikleri (10 madde) ile ölçek sorularından oluşan (14 madde) bir form kullanılarak toplandı. Bulgular: Bu çalışmada, sınıflar arası korelasyon katsayısı (ICC) 0,80 olarak hesaplandı. Maddelerin uygunluğu uzman görüşleri kullanılarak değerlendirildi ve iç tutarlılığı Cronbach alfa değeri dikkate alınarak incelendi. Ölçekte yer alan maddeler için Cron-bach alfa değeri 0,78 ile 0,81 arasında değişmekteydi. Ölçekte yer alan 14 maddenin tamamı için bu değer 0,81 ve güvenilirliği yüksek olarak değerlendirildi. Ölçeğin Türkçe formu, “Hemşirelerin Opiyoid İlaçları Uygulamaya Yönelik Algısı” olarak adlandırıldı. Sonuç: Hemşirelerin Opiyoid İlaçları Uygulamaya Yönelik Algısı ölçeği, Türk hemşirelerin bu konudaki algılarını belirlemede kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçektir. |
GIRIŞIMSEL YÖNTEMLER | |
8. | Topuk dikenine bağlı kronik plantar topuk ağrısında konvansiyonel radyofrekans ablasyonunun etkinliği The effectiveness of conventional radiofrequency ablation for chronic plantar heel pain due to heel spur Damla Yürük, İlknur Aykurt Karlıbel, Meliha Kasapoğlu AksoyPMID: 35848814 doi: 10.14744/agri.2021.82542 Sayfalar 131 - 138 Amaç: Bu çalışmanın amacı, topuk dikenine bağlı kronik plantar topuk ağrısında Konvansiyonel Radyofrekans Ablasyon (CRF) tedavisinin etkinliğini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, topuk dikenine bağlı topuk ağrısı olan konservatif tedavilere yanıt vermeyen toplam 20 hasta alındı. Ayağın longitudinal düzleminde topuk dikeninin tepe, üst ve altındaki üç noktaya floroskopi klavuzluğunda CRF uygu-landı. Ağrı şiddeti; görsel analog skala (VAS), basınç ağrı eşiği (PPT); basınç algometre ve fonksiyonel durum; Ayak Fonksiyon İndeksi (FFI) kullanılarak değerlendirildi. Tüm ölçümler işlemden önce ve işlemden sonraki bir, üç ve altıncı aylarda yapıldı. Bulgular: CRF, 16 (%80) kadın ve 4 (%20) erkek olmak üzere toplam 20 hastaya uygulandı. Ortalama yaşları 51.40±8.10 yıl, ortalama VKİ 33.80±5.47 kg/m2, ortalama semptom süresi 18.30±9.02 aydı ve beş hastada (%25) pes planus mevcuttu. CRF’u takiben birinci, üçüncü ve altıncı ayda VAS skoru, PPT ve FFI ölçümlerinde, CRF öncesine göre istatistiksel olarak anlamlı azalma gözlendi (p<0,001). Sonuç: CRF, kronik topuk dikeni ağrısı olan hastalarda ağrı şiddetini azaltmak için, kısa (0-3 ay) ve orta vadede (3-6 ay) güvenli, etkili ve minimal invaziv bir yöntemdir. |
OLGU SUNUMU | |
9. | Spinal geçici iskemik atak: Radiküler ağrılı geçici zaafın nadir ve tedavi edilebilir bir nedeni Spinal transient ischemic attack: Rare and treatable cause of transient weakness with radicular pain Ferda İlgen Uslu, Hilmi UysalPMID: 35848812 doi: 10.14744/agri.2020.68889 Sayfalar 139 - 144 Spinal kordun geçici iskemik atağı (TIA-sc) çok nadir görülür ve ani başlangıçlı felç, duyusal kayıp, sırt ağrısı ile karakterizedir. Akut ağrılı paraplejisi olan ve birkaç saat içinde düzelen semptomları olan bir hastayı sunuyoruz. Literatür taramasında 10 has-ta belirledik. Bunların beşi erkekti, ortalama yaş 53.8 idi. Paraparezi / pleji hepsinde mevcuttu. Sadece iki hastada radiküler ağrı yoktu. Vasküler risk faktörleri beş hastada hipertansiyon, beş hastada sigara ve bir hastada diabetes mellitus idi. TIA dönemi 1 dakika-24 saat arasında değişmekteydi. En yaygın etiyoloji aort diseksiyonu idi (n=6). Dört hastada aort trombozu vardı. Altı hasta tıbbi ve cerrahi yöntemlerle tedavi edildi, diğer dördü sadece tıbbi olarak tedavi edildi. Ağrılı kısa süreli/kalıcı akut spinal sendromlarda spinal kord iskemisi ve aorta hastalıkları akılda tutulmalıdır. |
10. | Ankilozan spondilit ile karışan nadir bir patoloji: Osteoid osteoma Osteoid osteoma: A pathology that is confused with ankylosing spondylitis Sibel Süzen Özbayrak, Mustafa ÖzbayrakPMID: 35848807 doi: 10.14744/agri.2019.23281 Sayfalar 145 - 147 Osteoid osteoma, tipik olarak 25 yaşından genç erkeklerde görülen küçük ve benign karakterli osteoblastik bir tümördür. Ver-tebrada nadiren görülmesine karşın gece ağrısının eşlik ettiği bel ağrısı olan gençlerde spondiloartropatilerin ayırıcı tanısında düşünülmelidir. Semptomların azaltılması ve skolyoz gibi yapısal deformitelerin gelişiminin engellenmesi açısından erken tanı önemlidir. Burada, ankilozan spondilit ön tanısıyla takip edilen ancak ileri tanısal görüntüleme yöntemleriyle osteoid osteoma tanısı konulan 28 yaşında bir olgu sunulmaktadır. |
11. | Torakotomi yapılan pediyatrik bir hastada erektör spina plan bloku Erector spinae plane block for a pediatric patient undergoing thoracotomy Mustafa Duran, Volkan Alparslan, Hadi Ufuk Yörükoğlu, Can Aksu, Alparslan KuşPMID: 35848811 doi: 10.14744/agri.2019.59219 Sayfalar 148 - 150 Bu olgu sunumunda, altı yaşındaki kız hastanın kist hidatik operasyonundan sonra postoperatif analjezi için erektör spina plan bloku uygulanması ile ilgili tecrübemizi paylaşmayı amaçladık. Erektör spina plan bloku 2016 yılında Forero tarafın-dan tanımlanmış yeni bir interfasiyal bloktur. Pek çok farklı endikasyonda etkin şekilde kullanılabileceği bildirilmiştir. Ultra-son kılavuzluğunda yapılan erektör spina plan bloku torakotomi sonrasında postoperatif analjezi amaçlı uygulanabilecek bir yöntemdir. |
EDITÖRE MEKTUP | |
12. | Dirsek ağrılarının yetim kası: Anconeus’un miyofasyal tetik noktasına bir atıf Orphan muscle of elbow pain: A cite to anconeus’ myofascial trigger point Fatih Bağcıer, Ozan Volkan Yurdakul, Erkan ÖzduranPMID: 35848810 doi: 10.14744/agri.2021.54514 Sayfalar 151 - 152 Makale Özeti | |
13. | Çocuk hastada skara bağlı nöropatik ağrı tedavisinde ultrason kılavuzluğunda çok bölgeli transversus abdominis düzlem bloğu Ultrasound-guided multisite transversus abdominis plane block for the treatment of scar-caused neuropathic pain in a child Coşkun Araz, Zeynep Kayhan, Tuğba Acer DemirPMID: 35848813 doi: 10.14744/agri.2021.69926 Sayfalar 153 - 154 Makale Özeti | |