DERLEME | |
1. | Hastaların, ameliyat sonrası ağrı yönetimine ilişkin hemşirelik uygulamalarından memnuniyet düzeyleri: Bir sistematik derleme Patient satisfaction with nursing practices about postoperative pain management: A systematic review Fatma Eti Aslan, Sennur Kula Şahin, Selda Secginli, Semra BülbüloğluPMID: 30028476 doi: 10.5505/agri.2018.96720 Sayfalar 105 - 115 Amaç: Bu sistematik derlemede, hastaların ameliyat sonrası ağrı yönetimine ilişkin hemşirelik uygulamalarından memnuniyet düzeylerini incelemek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Konuyla ilgili Science Direct, Türk Medline, Psychinfo, Ovid, Prequest, Google Scholar ve Ulakbim Türk Tıp Dizini veritabanlarından 2005-2015 tarihleri arasında yayınlanmış çalışmalar incelenmiş ve alınma kriterlerine uyan 5 çalışma inceleme kapsamına alınmıştır. Çalışma kapsamına alınan makalelerin metodolojik kaliteleri Türkçe Joanna Briggs Enstitüsü MAStARI Kritik Değerlendirme aracı ile yapılmıştır. Veriler bu çalışma için geliştirilen standart bir veri özetleme formu kullanılarak özetlenmiş ve değerlendirilmiştir. Bulgular: Sistematik derleme kapsamına alınmış çalışmaların örneklem grubunu künt ve penetran travma geçirerek acil ünitesine alınmış hastalar (n=418), total diz protezi takılmış ortopedi ünitesinde yatan hastalar (n=120), batın ve göğüs bölgelerinden çeşitli nedenlerle opere edilmiş hastalar (n=559), kalp ameliyatı geçirmiş hastalar (n=52)oluşturmaktadır. Çalışmalarda en yüksek ağrı puanı 7.20±1.95 (min-max: 0-10) olup, en yüksek memnuniyet düzeyi %100 olarak belirlenmiştir. Tüm çalışmalarda ameliyat sonrası ağrı yönetiminde sıklıkla farmakolojik yöntemlerin kullanıldığı ve hemşireler tarafından özellikle ilaç dışı uygulamaların ağrı yönetiminde yeterince kullanılmadığı, buna rağmen; hastaların memnuniyet düzeyinin çoğunlukla yüksek olduğu belirlenmiştir. Sonuç: Bu sistematik derlemede, son on yıldır ameliyat sonrası ağrı yönetimi için yapılan hemşirelik uygulamalarından hasta memnuniyetinin yüksek düzeyde olduğu ve ağrı yönetiminde önerilen ilaç dışı hemşirelik uygulamalarının yetersiz olduğunu gösteren bilimsel kanıtlara ulaşılmıştır. |
DENEYSEL VE KLINIK ÇALIŞMALAR | |
2. | Nitrogliserine bağlı migren tipi baş ağrısı üzerine refleksoloji masajının etkisi: Plasebo kontrollü bir klinik çalışma Effect of applying reflexology massage on nitroglycerin-induced migraine-type headache: A placebo-controlled clinical trial Nima Imani, Shams Aldin Shams, Moloud Radfar, Haleh Ghavami, Hamid Reza KhalkhaliPMID: 30028477 doi: 10.5505/agri.2018.43815 Sayfalar 116 - 122 Amaç: Nitrogliserin (NTG) ile oluşan migren tipi baş ağrısı, nitrat tedavisinin en belirgin yan etkisidir. Bu nedenle, bu çalışmanın amacı, koroner yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hastalarda refleksoloji masajının, intravenöz nitrogliserine bağlı baş ağrısı üzerine etkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma randomize bir klinik araştırmadır. Çalışma örnekleri rastgele yöntemi ile üç gruba ayrıldı ve 75 hasta; kontrol grubunu, plasebo grubunu ve müdahale grubunu oluşturdu.Nitrogliserin alan hastalarda baş ağrısı yoğunluğu Ağrı için Sayısal Değerlendirme Ölçeği (NRS) ile ölçüldü. Müdahale grubundaki hastalara 20 dakika boyunca iki kez refleksoloji masajı yapıldı. (İkinci masaj, birinciden 3 saat sonra yapıldı.), ayak başparmağının üst kısmı başın refleksoloji noktası olarak belirlenmiş bunun için refleksoloji masaji grubunda hastaların her iki ayak baş parmaklarının ust kısmına masaj uygulandı. Plasebo grubunda baş ağrısı ile ilişkili olmayan bir noktaya (ayak topuğuna) masaj yapıldı. Kontrol grubundaki hastalara herhangi bir masaj yapılmadı. Bulgular: Çalışma öncesi ağrı skalası ortalamaları açısından üç grup arasında başlangıç farkı yoktu (p=0.66); ancak uygulama sonrası gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak yüksekti (p=0.000). Sonuç: Refleksoloji masajı, nitrogliserine bağlı baş ağrısının yoğunluğunu azaltabilir. |
3. | Subkostal transversus abdominal plan bloğun mesh ile inguinal herniorafi sonrası akut ve subakut ağrı gelişimi üzerine etkisinin araştırılması: Randomize, klinik çalışma Evaluation of the effects of subcostal transversus abdominis plane block on acute and subacute pain development following inguinal herniography: Randomized clinical study Çiğdem Akyol Beyoğlu, Aylin Özdilek, Emre Erbabacan, Elif Aybike Özmumcu, Birsel Ekici, Güniz Köksal, Fatiş Altıntaş, Sevim PurisaPMID: 30028478 doi: 10.5505/agri.2018.49344 Sayfalar 123 - 129 Amaç: Subkostal transvers abdominis plan bloğunun (TAP) postoperatif ağrı üzerindeki etkisi halen araştırma konusudur. Bu çalışmanın amacı, inguinal herniorafi hastalarında postoperatif subakut ağrı üzerine subkostal TAP bloğunun etkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Genel Anestezi altında mesh ile elektif tek taraflı inguinal herniyorafi geçirecek olan 18-75 yaş arasındaki ASA skoru 1-3 olan hastalar çalışmaya alınmıştır. Elli hastaya postoperatif ağrı tedavisi için iv analjezik verildi (grup I), elli hastaya operasyondan sonra iv analjeziye ek olarak subkostal TAP blok uygulandı (grup II). Operasyondan 1 ay sonra gruplar arası numerik ağrı skalası Mann-Whitney U testi ile karşılaştırdı. Hastaların operasyondan sonra 15. Dakika. 1, 6, 12, 24. saat, 15. gün NRS skorları ile 15 gün ve 1 ay sonraki yaşam kalitesi skorları (LQS) değerlendirildi. Bulgular: Postoperatif 15. dakika, 1, 6, 12, 24. saat, 15. gün (p=0.00) ve 1. aydaki NRS değerleri grup II’de grup I’e göre anlamlı derecede düşük bulundu (p=0.02). Ameliyattan 15 gün sonra LQS açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu (p=0.013). Gruplar arası karşılaştırmada LQS birinci ayda Grup I’deki postoperatif 15. güne kıyasla daha yüksekti (p=0.201). Sonuç: Subkostal TAP bloğu akut dönemde ve inguinal herniorafi yapılan hastalarda ameliyat sonrası ilk ayda etkili bir postoperatif ağrı tedavisi sağlamaktadır. |
4. | Kronik boyun ağrılı hastalarda proprioseptif eğitimin denge üzerine etkisi Effect of proprioceptive training on balance in patients with chronic neck pain Mehmet Duray, Şule Şimşek, Filiz Altuğ, Uğur CavlakPMID: 30028479 doi: 10.5505/agri.2018.61214 Sayfalar 130 - 137 Amaç: Bu randomize kontrollü araştırmanın amacı kronik boyun ağrısına (KBA) sahip hastalarda proprioseptif eğitimin denge üzerine etkisini incelemektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya katılan 40 hasta randomize olarak çalışma ve kontrol gruplarına ayrıldı. Her iki gruba da Konvansiyonel Fizik Tedavi uygulanırken, çalışma grubu proprioseptif eğitim için ek olarak bakış yönü tanıma egzersizi (BYTE) ile tedavi edildi. Hastalara, tedavinin başlangıcında, tedavi bitiminde ve son seanstan 3 hafta sonra ağrı şiddeti [Görsel Analog Skalası (GAS)], boyun özür seviyesi [Boyun Özür İndeksi (BÖİ)] ve denge [Dört Adım Kare Testi (DAKT), gözler açık ve kapalı tek ayak denge testi (TADT)] değerlendirmeleri yapıldı. Bulgular: Tedavi öncesi değerlendirmeler bakımından gruplar arasında fark bulunmadı. Tedavi öncesi ile karşılaştırıldığında her iki grubun GAS skorlarında istatistiksel olarak anlamlı azalma vardı (p<0.05). Ek olarak çalışma grubunun BÖİ, DAKT ve gözler açık ve kapalı TADT skorlarında istatistiksel olarak anlamlı gelişme olduğunu gözlemlenirken, kontrol grubunda tedavi öncesi ve sonrası sonuçlar benzerdi. Sonuç: Sonuçlarımıza göre, KBA’ na sahip hastalarda dengeyi geliştirmek ve özür seviyesini azaltmak için fizyoterapi programları proprioseptif eğitimi içermelidir. |
OLGU SUNUMU | |
5. | Uyanık thorakal epidural anestezi altında laparotomik gastrostomi: Başarılı bir deneyim Laparoscopic gastrostomy under awake thoracic epidural anesthesia: A successful experience Ömer Karaca, Hüseyin Ulaş Pınar, Enes Duman, Rafi DoğanPMID: 30028480 doi: 10.5505/agri.2017.49091 Sayfalar 138 - 141 Genel anestezi, özellikle batın operasyonları için ilk tercih edilen anestezi yöntemidir. Ancak akciğer hastalığı olan birinde, genel anestezi esnasında sağlanacak neuromusculer blokaj atelektaziyi artıracağından, postoperatif ventilatör bağımlılığını artıracaktır. Özellikle postoperatif komplikasyonlar için risk oluşturan kronik obstruktif akciğer hastalığı (COPD) olgularında bu ihtiyaç daha belirgin olacaktır. Thoracal epidural anaesthesia (TEA), üst abdominal operasyonlar için yeterli anestezi sağladığından, ciddi akciğer hastalığı ve evre 4 akciğer kanseri olan hastamız için en iyi seçenektir. |
6. | Başağrısız idiopatik intrakranial hipertansiyon: Olgu sunumu ve literatürün gözden geçirilmesi Idiopathic intracranial hypertension without headache: A case report and literature review Yasemin Eren, Naciye Kabataş, Neşe Güngör Yavaşoğlu, Selim Selçuk ÇomoğluPMID: 30028481 doi: 10.5505/agri.2017.70370 Sayfalar 142 - 145 Bu yazıda başağrısı olmaksızın, bulanık görme ve diplopi ile presente olan, 23 yaşında erkek İdiopatik intrakranial hipertansiyon (İİH) olgusu bildirilmiştir. İHH’de başağrısı en sık görülen semptom olmasına rağmen, bazen klinik olarak görülmeyebilir.Bu durum daha çok erkeklerde gençler özellikle çocuklarda ve zayıf hastalarda tanımlanmıştır. Buradaki önemli nokta bu hastalar ciddi görsel bulgularla presente olmaktadırlar, bu nedenle agresif tedavi edilmelidirler. |
7. | Endovasküler koil embolizasyonu ile tedavi edilen rüptüre olmamış anevrizmaya bağlı gökgürültüsü başağrısı Unruptured aneurysm producing thunderclap headache treated with endovascular coil embolization Pınar Gelener, Süha Halil AkpınarPMID: 30028482 doi: 10.5505/agri.2017.78045 Sayfalar 146 - 149 Hastaların yaşamlarındaki en şiddetli başağrısı olarak tarifledikleri, ani olarak gelişen başağrısı oldukça dikkat edilmesi gereken bir durumdur. 32 yaşındaki kadın hasta, son bir haftadır sıklığı ve şiddeti gittikçe artan gökgürültüsü başağrısı atakları nedeniyle başvurdu. Son bir haftada birkaç kez acil başvurduğunu ve çekilen beyin tomografisinin normal olarak raporlandığını ifade etti. Son başvurusunda nörolojik muayenesinde, sol komplet okülomotor sinir felci saptandı. Beyin manyetik rezonans görüntüleme ve anjiografisinde solda posterior komunikan arter anevrizmasının ipsilateral okülomotor sinire bası yaptığı görüldü. Subaraknoid hemoraji izlenmedi. Anevrizma tedavisine yönelik endovasküler balon aracılı koil embolizasyonu yapıldı. Girişimsel işlemden hemen sonra başağrıları düzeldi. Tedavinin üçüncü ayında ise komplet ptoz düzeldi. Gökgürültüsü başağrısı, kanamamış anevrizmalarda çok sık beklenen bir durum değildir ancak gelişmekte olan bir rüptürün habercisi olabilir, bu sebeple erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir. |
EDITÖRE MEKTUP | |
8. | Alt extremite cerrahisinde postoperatif ağrı kontrolü için ultrason eşliğinde distal adduktor kanala kateter yerleştirilmesi Ultrasound-guided distal adductor canal catheter placement for continuous postoperative analgesia in lower leg surgery Onur Balaban, Tayfun Aydın, Lokman DemirPMID: 30028483 doi: 10.5505/agri.2018.54037 Sayfalar 150 - 151 Makale Özeti | |