EDITÖRDEN | |
1. | Editörden Serdar ErdineSayfa 4 Makale Özeti | |
DERLEME | |
2. | Büyük Oksipital Sinir Blokajı: Trigeminoservikal Sistem Ve Primer Başağrılarındaki Klinik Uygulamalar Greater Occıpıtal Nerve Blockade: Trıgemınıcervıcal System And Clınıcal Applıcatıons İn Prımary Headaches Macit Hamit SeleklerPMID: 19085176 Sayfalar 6 - 13 Primer başağrılarında büyük oksipital sinir injeksiyonu hakkındaki çalışmalar Michael Anthony ile başlamıştır ve bugün yapılan çalışmaların hemen hepsi Anthony’nin çalışmalarını referans çalışma olarak kabul ederler. Üzerinden yirmi yılı aşkın süre geçmesine karşın konu hakkında, yeterli sayıda çalışma bulunmamaktadır. Mevcut verilere göre, steroidlerin özellikle küme başağrısında hem koruyucu tedavide hem de akut atak tedavisinde etkili olduğu anlaşılmaktadır. Migren’de ise bu etki küme başağrısındaki kadar belirgin değildir. Lokal anestetiklerin ise, akut ağrının hafifletilmesinde rolü olmakla beraber, tek injeksiyon profilaktik tedavi için uygun görünmemektedir. Klinikte uygulamada özellikle, küme başağrısında ana koruyucu tedavinin etkisi başlayıncaya kadar; analjezik kötüye kullanımı nedeniyle kronikleşen migren’in detoksifikasyon sürecinde bu prosedürün kullanılabileceği konusunda umut vadeden veriler bulunmaktadır. Acil şartlarında akut küme ve migren ataklarında kullanımı hakkında bazı vaka bildirileri bulunsa da sistematik klinik çalışmalara ihtiyaç vardır. |
DENEYSEL VE KLINIK ÇALIŞMALAR | |
3. | Servikal Miyofasyal Ağrı Sendromlu Hastalarda Demografik Özellikler, Klinik Bulgular ve Fonksiyonel Durum Demographics Features, Clinical Findings and Functional Status in a Group of Subjects with Cervical Myofascial Pain Syndrome Nilay Şahin, Ömer Karataş, Murat Özkaya, Ayşegül Çakmak, Ender BerkerPMID: 19085177 Sayfalar 14 - 19 Servikal bölgede miyofasyal ağrısı bulunan kişiler çeşitli klinik bulgularla karşımıza çıkabilirler. Bu çalışmanın amacı servikal miyofasyal ağrı sendromlu hastalarda demografik özellikler, klinik bulgular ve fonksiyonel durumu incelemektir. Kliniğimize başvuran 94 servikal miyofasyal ağrı sendromlu hasta değerlendirmeye alındı. Hastalarda kısa form-36 yaşam kalitesi (SF-36), ağrı, depresyon, demografik ve fiziksel özellikler değerlendirildi. Son durum ölçütleri; SF-36 yaşam kalitesi, görsel analog skala, Beck Depresyon İndeksi, anamnez ve fizik muayeneydi. Toplamda servikal miyofasyal sendrom tanısı almış 82 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların hepsi genç olup yaş ortalamaları 37.4±9 ve %87.8’ I kadın idi. Hastaların %53.1’ i otonomik fenomen benzeri deri kızarıklığı, lakrimasyon ve vertigo ile birlikte trapezius kasında tetik noktaya sahipti. %58.5’ u önceden geçirilmiş servikal travmaya, %40.2’ si Fibromiyalji sendromuna ve %18.5’ u Benign eklem hipermobilite sendromuna sahipti. Otonomik fenomenler ve erken başlangıçlı servikal yaralanması bulunan genç, bayan hastalar servikal miyofasyal ağrı sendromu ve bu hastalarda da Fibromiyalji sendromu oranı yüksek olduğu için Fibromiyalji sendromu açısından değerlendirilmelidirler. |
4. | Akciğer Kanserli Hastaların Ağrılarının Tedavisinde Transdermal Fentanil ve Yavaş Salınımlı Morfinin Karşılaştırılması. Comparison of TD-fentanyl with Sustained-Release Morphine in the Pain Treatment of Patients with Lung Cancer Tülün Öztürk, Kaan Karadibak, Deniz Çatal, Aydan Çakan, Fevziye Tugsavul, Kadri ÇırakPMID: 19085178 Sayfalar 20 - 25 Akciğer Kanserli Hastaların Ağrılarının Tedavisinde Transdermal Fentanil ve Yavaş Salınımlı Morfinin Karşılaştırılması AMAÇ: Randomize ve kontrollü olan bu çalışmanın birincil amacı, akciğer kanserine bağlı kronik ağrılı olgularda, TDF ile YSM’ in erken dönem analjezik etkinliklerinin ve ikincil amacı ise yan etkilerinin değerlendirilmesidir. GEREÇ-YÖNTEM: Dünya Sağlık Örgütü’ nün önerdiği basamak tedavisine göre 3. basamak tedaviyi gerektiren 50 kronik akciğer kanserli hasta, 15 günlük çalışma süreci için ya transdermal fentanil (Grup F, n=25) ya da yavaş salınımlı oral morfin (Grup M, n=25) aldı. Olgular sayısal sıralamalı ağrı skorları ve performans durumlarının yanısıra, konstipasyon, bulantı-kusma, hipoventilasyon, idrar retansiyonu ve ürtiker gibi ilaç yan etkileri açısından da günlük olarak değerlendirildi. BULGULAR: Gruplar arasındaki başlangıç ağrı skorları benzerdi (p>0.05) Yedinci ve 15. günlerdeki ağrı skorları, başlangıç değerleri ile karşılaştırıldığında Grup F ve Grup M olgularında anlamlı olarak daha düşük olmasına rağmen (p>0.001), gruplar arasında farklılık göstermedi (p>0.05). Grup M ile karşılaştırıldığında, konstipasyon sıklığı Grup F’ de anlamlı olarak daha düşük (sırasıyla, 14 olgu, %64 ve 6 olgu, %27) idi (p=0.03). Bulantı-kusma, idrar retansiyonu ve ürtiker görülme sıklıkları guplar arasında anlamlı farklılık göstermedi (sırasıyla p>0.05). Hiç bir olguda hipoventilasyon gelişmedi. SONUÇ: Akciğer kanserine bağlı kronik ağrıların giderilmesinde, hem transdermal fentanil hem de yavaş salınımlı morfin güvenli ve etkili analjezi sağlamaktadır. Ancak TDF, anlamlı olarak daha az konstipasyona neden olmaktadır. |
5. | Hastaya Bakım Veren Sağlık Çalışanlarının Ağrı Kontrolünde Uyguladıkları Girişimlerin Değerlendirilmesi The Evaluation of Interventions For Pain Control Done by Health Staff Caring The Patient Behiye Deniz Bacaksız, Lütfiye Pirbudak Çöçelli, Nimet Ovayolu, Servet ÖzgürPMID: 19085179 Sayfalar 26 - 36 Araştırma Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde hastaya bakım veren sağlık çalışanlarının ağrı kontrolünde uyguladıkları girişimleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapıldı. Şubat – Nisan 2007 tarihleri arasında hastanede hastaya bakım veren sağlık çalışanları örnekleme alındı. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ve ağrı azaltma yöntemleri anketi kullanıldı. Ağrıyı azaltma yöntemleri anketi toplam puanı değerlendirildiğinde, hastaya bakım veren sağlık çalışanlarının % 34.7’si ağrı azaltma yöntemlerini çok iyi biliyor; % 57.8’i iyi biliyor ve % 7.5’i ise biliyor şeklinde tespit edildi. Ağrıyı azaltma yöntemleri anketi alt gruplarını kapsayan sorular ve bu sorulardan aldıkları ortalama puanlara göre; bilgi yönetimi puanının en yüksek bulunduğu, bunu ağrıyı değerlendirmenin takip ettiği; en düşük puana sahip alt grubun ise fiziksel rahatlığın sağlanması puanı olduğu belirlendi. Araştırmada elde edilen sonuçlar doğrultusunda, eğitim durumundan kaynaklanan farklılıkların azaltılması için eğitim durumu standartlaştırılması, sağlık eğitimi veren okullarda ağrı ve ağrı kontrolü konularına daha çok önem verilmesi önerilerinde bulunulmuştur. |
GIRIŞIMSEL YÖNTEMLER | |
6. | Unilateral lomber hiperhidrozisde sempatik radyofrekans nöroliz: olgu sunumu Sympathetic radiofrequency neurolysis for unilateral lumbar hyperhidrosis: a case report Züleyha Soytürk Aşık, Başak Ceyda Orbey, İbrahim AşıkPMID: 19085180 Sayfalar 37 - 39 Hiperhidrozisli hastalar sıklıkla fiziksel, sosyal ve mental rahatsızlıklar yaşarlar ve sıklıkla bu rahatsızlıklar konservatif yöntemlerle yeteri kadar tedavi edilemezler. Yeni bir perkutan sempatektomi yaklaşımı olan radyofrekans ile denervasyonun daha uzun etki süresi oluşturduğu ve daha az sıklıkla postsempatik nöraljiye neden olduğu düşünülmektedir. Bu yazı sağ tek taraflı lomber hiperhidrozisli, 35 yaşında erkek hastada sempatik radyofrekans (RF) nöroliz deneyimimizi bildirmektedir. Skopi yardımı ile lomber omurun lokalize edilmesinden sonra, L2-5 vertebralar seviyesine lokal anestezik ile, tanısal amaçlı sempatik blok uygulandı. Uygulamanın etkinliği bilateral ayak cildi ısısının ölçümü ile monitörize edildi. İlk sempatik ganglion bloğu ile elde edilen klinik etki 1 hafta boyunca devam etti ve sonrasında aynı seviyeden lomber sempatik gangliona, RF nöroliz, daha uzun bir etki süresi için, uygulandı. İşlem 30 dakikada tamamlandı ve hasta işlemden sonra 2 saat içinde taburcu edildi. Hiperhidrozis işlemden sonra geriledi ve postsempatektomik nöralji veya seksüel disfonksiyon gelişmedi. Takiplerde birinci ayda hasta lomber hiperhidrozisinde gerileme elde etti ve sonuçtan memnundu. Sonuç olarak lokalize hiperhidrozisli hastalarda aşırı terlemeyi rahatlatmak için, lomber sempatik ganglionların RF nörolizinin, minimal invaziv özelliğe sahip, güvenli ve etkin bir paliatif girişim olduğunu düşünmekteyiz. |
KLINIK KAVRAMLAR VE YORUMLAR | |
7. | Hypnic headache associated with medication overuse: case report Hypnic headache associated with medication overuse: case report Betül Baykan, Mustafa ErtaşPMID: 19085181 Sayfalar 40 - 43 Yakın zamanda değerlendirdiğimiz 54 yaşında kadın, hikayesinde aurasız migren başağrısı dışında tipik hipnik başağrısı (HH) mevcut. Büyük ihtimalle primer başağrısı olmayan ergotamin aşırı kullanımı ile ilişkili başağrısı vardı. Hasta, hiçbir analjezik kullanmamaya cesaretlendirilerek ve metoklopramide günlük 75 mgr amitriptilin eklenerek oluşturulan washout protokolü ile rahatlatıldı. Amacımız tek hastada bu nadir ilişkiyi ve olası patofizyolojik etkileri vurgulamaktır. |
ÖZETLER | |
8. | Özetler Abstracts Sayfalar 44 - 47 Makale Özeti | |
KITAP TANITIMI | |
9. | Kitap Tanıtımı: Interventional pain management image-guided Book Review: Interventional pain management image-guided Gül Köknel Talu, Selçuk DinçerSayfalar 48 - 50 Makale Özeti | |