1. | Nadir görülen primer baş ağrısı sendromları Rare primary headache syndromes Vesile ÖztürkPMID: 17457702 Sayfalar 5 - 16 Primer başağrıları migren, gerilim tipi başağrısı ve daha az rastlanan küme başağrısını içermektedir. Ayrıca bazı sık rastlanmayan primer başağrıları da, Uluslar arası başağrısı sınıflamasında (ICHD-II, 2004) “ küme başağrısı ve diğer trigeminal otonomik nevraljiler” (3.bölüm) ve “diğer primer başağrıları” (bölüm 4) başlığı altında incelenmiştir. Bu nadir primer başağrılarının prevalansı oldukça düşük olduğundan klinik özellikleri, fizyopatolojileri ve tedavileri konusunda veriler yeterli olmayıp, tartışmalar devam etmektedir. ICHD-II’de paroksismal hemikranya (PH) ile konjunktival kızarıklık ve göz yaşarmasının eşlik ettiği, unilateral kısa süreli nevraljifom ağrılar (SUNCT) üçüncü bölümde yer alırken, hemikranya kontinua (HK) otonomik belirtilerin olmasına rağmen, bu belirtilerin ön planda olmaması nedeniyle dördüncü grupta sınıflandırılmıştır. Dördüncü bölümde ayrıca, az rastlanan diğer primer başağrısı sendromları da bulunmaktadır. Bu makalede nadir rastlanan bu primer başağrılarından bazıları ile ilgili bilgiler gözden geçirilecektir. Bu sendromlar seyrek olarak bildirilmelerine rağmen, sıklıkları olasılıkla bilinenden daha yüksektir. Tedavileri de diğer yaygın başağrısı sendromlarından farklı olduğundan tanınmaları önem taşımaktadır. |
2. | Çocukluk çağı migreni erişkin migreninin olgunlaşmamış formu mudur? Is childhood migraine unmaturated form of adult migraine? Aynur ÖzgePMID: 17457703 Sayfalar 17 - 30 Çocukluk çağı migreni başağrısı yakınması ile hekime başvurular arasında önemli bir neden iken, gerek klinik özellikleri gerek se tedavi özelliklerindeki fark sıklıkla gözden kaçmaktadır. Başağrısı pratiği yapan hekimler migren kliniği ve tedavisinde hastanın yaşına bağlı olarak ortaya çıkan değişiklikleri sıklıkla fark ederler. Bu makalede çocuk-ergen pratiği yapan hekimler için önemli bir semptom olan “başağrısı” kapsamında akılda tutulması gereken çocukluk çağı migreninin patofizyolojik temeller, klinik tablolar ve tedavi stratejileri açısından erişkin migreni ile benzer ve farklı yanları irdelenerek pediatrik migrenin erişkin migreninin olgunlaşmamış formu olup olmadığı sorusuna cevap aranması amaçlanmıştır. |
3. | Osteoartritte ağrı nedenleri Osteoarthritis and pain Gülseren Akyüz, Elif BulakPMID: 17457704 Sayfalar 31 - 35 Osteoartrit (OA), yaşlanan dünya nüfusunun önde gelen sağlık sorunlarından biridir. Eklemlerde ağrı ve tutukluk en belirgin semptomlardır. OA’nın etyolojisinde birçok risk faktöründen söz edilse de patofizyolojik süreç tam bilinmemekte; dolayısı ile OA’nın majör semptomu olan ağrıyı açıklamak için tek bir mekanizmadan bahsedilememektedir. Lokal faktörlerin yanısıra nörolojik, nöromusküler ve psikososyal faktörlerin önemli katkısı vardır. OA’da ağrı patogenezinin anlaşılması yeni tedavi stratejilerinin geliştirilmesine basamak olacaktır. |
4. | Alt ekstremite kemik cerrahisinde hasta kontrollü analjezide ondansetronun tramadol ve morfin tüketimine etkisi Effect of ondansetron in lower extremity bone surgery on morphine and tramadol consumption using patient controlled analgesia Zeynep Çubukçu, Hayri Özbek, Yasemin Güneş, Murat Gündüz, Dilek Özcengiz, Geylan IşıkPMID: 17457705 Sayfalar 36 - 41 Çalışmamızda, alt ekstremite cerrahisinde postoperatif analjezi amaçlı hasta kontrollü analjezi yöntemiyle morfin ve tramadol uygulanan hastalara, antiemetik proflaksisi amacıyla ondansetron uygulanmasının analjezik tüketimi üzerine etkisini araştırmayı planlandık. Etik kurul onayı alındıktan sonra alt ekstremite cerrahisi planlanan ASA I-II grubu 100 hasta çalışma kapsamına alındı. Hastalar anestezi indüksiyonundan sonra rastgele dört gruba ayrıldı. Grup I’ e operasyon bitiminden bir saat önce 1.5 mg kg-1 tramadol yükleme dozu uygulandıktan sonra HKA pompası set doz 0.3 mg kg-1, kilitli kalma süresi 10 dakika olacak şekilde analjezi sağlandı. Grup II’de ek olarak anestezi indüksiyonundan sonra 0.1 mg kg-1 ondansetron uygulandı. Grup III’e operasyon bitiminden 30 dakika önce 0.15 mg kg-1morfin yükleme dozu uygulandıktan sonra HKA pompasıyla HKA set doz 0.03 mg kg-1, kilitli kalma süresi 10 dakika olacak şekilde analjezi sağlandı.Grup IV’e ek olarak anestezi indüksiyonundan sonra 0.1 mg kg-1 ondansetron uygulandı. Tüm gruplarda; ağrı skorları (VAS), bulantı, kusma ve sedasyon skorları, analjezik tüketimleri ve olası yan etkiler postoperatif 5., 15., 30., 45. dakikalar, 4., 8., 12. ve 24. saatlerde değerlendirildi. Hastaların postoperatif VAS, bulantı, kusma ve sedasyon skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. Analjezik tüketimi Grup I ve II karşılaştırıldığında ilk 45 dakikada istatistiksel olarak anlamlı değil iken 4., 8., 12. ve 24. saatlerde grup II’de anlamlı derecede yüksek olduğu saptandı. Grup III ve IV karşılaştırıldığında tüm zamanlarda analjezik tüketiminde istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. Sonuç olarak, HKA yöntemiyle tramadol ve morfin uygulanan hastalarda ondansetronun tramadol tüketimini artırırken morfin tüketimini etkilemediği kanısına varılmıştır. |
5. | Artroskopik diz cerrahisi sonrası ağrı kontrolünde preemptif intraartiküler tramadol Preemptive intraarticular tramadol for pain control after arthroscopic knee surgery Bilge Tuncer, Avni Babacan, Mustafa ArslanPMID: 17457706 Sayfalar 42 - 49 Bu çalışmada artroskopik diz cerrahisinde intraartiküler (ia) tramadol ve bupivakainin analjezik etkileri ve preemptif ia tramadolün etkinliği araştırıldı. Fakülte etik kurul onayı alındıktan sonra, 60 olgu randomize olarak 20’şer kişilik 3 gruba ayrıldı: Grup I’de operasyonun sonunda ia 20 ml % 0.25 bupivakain; Grup II’de operasyonun sonunda ia 20 ml % 0.25 bupivakain ve 100 mg tramadol hidroklorür ve Grup III’te operasyondan 30 dk önce ia 20 ml izotonik NaCl solusyonu içinde 100 mg tramadol hidroklorür ve operasyonun sonunda ia 20 ml % 0.25 bupivakain uygulandı. İlk analjezik ihtiyacı, postoperatif dönemde toplam kullanılan analjezik miktarı, postoperatif istirahat ve hareket halindeki VAS değerleri, Grup II ve III’te, Grup I’e göre anlamlı şekilde düşük, hasta memnuniyeti de anlamlı şekilde yüksek bulundu. Preemptif tramadol grubu postoperatif tramadol grubu ile karşılaştırıldığında, toplam kullanılan analjezik miktarı ve ek analjezik kullanan olguların sayısı anlamlı derecede düşük bulundu. Sonuç olarak, preemptif ia tramadol uygulamasının artroskopik diz cerrahilerinden sonra etkin ve güvenli bir analjezi sağladığı saptandı ve postoperatif uygulamaya göre tercih edilebileceği kanısına varıldı. |
6. | Alt ve Üst Ekstremite Amputasyonlarının Fantom Ağrısı ve Fantom Ekstremite Hissi Yönünden Karşılaştırılması Comparison of Phantom Pain or Phantom Extremity Sensation of Upper and Lower Extremity Amputations Fatih Uğur, Aynur Akın, Aliye Esmaoğlu, Kudret Doğru, Sevgi Örs, Harun Aydoğan, Nebahat Gülcü, Adem BoyacıPMID: 17457707 Sayfalar 50 - 56 GİRİŞ: Bu retrospektif çalışmanın amacı alt ve üst ekstremite amputasyonlarını fantom ağrısı, fantom ekstremite hissi ve güdük ağrısı yönünden karşılaştırmaktır. MATERYAL-METOD: 1996-2005 yılları arasında alt veya üst ekstremite amputasyonu yapılan hastalara 23 sorudan oluşan sorgulama formu gönderildi. Olgular fantom ağrısı veya fantom ekstremite hissinin varlığı, varsa süresi, sıklığı, şiddeti, amputasyon sebebi, pre-amputasyon ağrısı, güdük ağrısı ve protez kullanımı yönünden sorgulandı. BULGULAR: Toplam 147 hasta çalışmaya katıldı ve sorgulama formuna cevap verilme oranı %70 idi. Fantom ağrısı insidansı Üst Ekstremite Grubu’da %60, Alt Ekstremite Grubu’da %65.8 idi. Fantom ekstremite hissi insidansı ise üst ekstremite grubunda %70.7 alt ekstremite grubunda %75.6 bulundu. Fantom ağrısı ve fantom ekstremite hissi yönünden gruplar arasında anlamlı fark bulunmadı. Dominant eli ampute edilen, preamputasyon ağrısı olan ve güdük ağrısı olan hastalarda fantom ağrısı daha sık bulundu. SONUÇ: Üst ve alt ekstremite amputasyonlarında fantom ekstremite hissi ve fantom ağrısı yönünden fark bulunmadığı, ancak preamputasyon ağrısının olması, dominant elin amputasyonun ve güdük ağrısının fantom ağrısı gelişiminde risk faktörü olduğu sonucuna varıldı. |