1. | Ağrı ve ağrı davranışı Pain and pain behavior Gülcan Güleç, Sacit GüleçPMID: 17457708 Sayfalar 5 - 9 Ağrı, mevcut veya potansiyel doku harabiyetine bağlı, nahoş, duyusal ve emosyonel bir yaşantıdır. Ağrı davranışı ise ağrı, distres ve ıstrabın davranışsal görünümüdür. Ağrı davranışı gösteren kişilerin düşünce, his ve eylemleri ağrı durumları ile ilişkilidir. Objektif patoloji ile orantısız olan ağrı davranışı ya adaptif yada patolojiktir. Kronik ağrısı olan bir hastada ağrı davranışının bulunması halinde psikiyatrik bir bozukluğun ağrıyı alevlendirebileceği bildirilmiştir. Ağrı davranışıyla ile psikolojik faktörler arasındaki ilişkiyi araştıran pek çok çalışma yapılmıştır. |
2. | Analjezik adjuvanlar Adjuvant analgesics in pain management Selami Ateş ÖnalPMID: 17457709 Sayfalar 10 - 23 Analjezik adjuvanlar, kullanımları ağrı tedavisi dışında olmasına rağmen, bazı ağrılı durumlarda analjezik etki gösteren ilaçlar olarak tanımlanabilir. Çok değişlik gruplardan ilaçları bu sınıflamaya alabiliriz. Kronik kanser-dışı ağrı sendromlarında birinci tercih ilaçlar olarak kullanılmaktadır. Bazı adjuvanlar çeşitli ağrı tiplerinde etkinken bazıları da nöropatik ya da nosiseptif ağrı için spesifiktir. Antidepresanlar, antikonvülzanlar, nöroleptikler, antiaritmikler, antihistaminikler, NMDA reseptör antagonistleri, steroidler, kas gevşeticiler, bifosfonatlar ve radyofarmasötikler adjuvan ilaçlardır. Bu derleme, ilaçların medikal dozajları, yan etkileri ile ilaç etkileşimlerini vurgulamakta ve ağrı tedavisi için analjezik adjuvan kullanımını destekleyici kanıtları gözden geçirmektedir. |
3. | Migren Ve Kortikal Yayılan Depresyon Migraine And Cortical Spreading Depression Murat Alemdar, Macit SeleklerPMID: 17457710 Sayfalar 24 - 30 Migren değişik nörolojik, gastrointestinal ve otonomik değişikliklerin eşlik ettiği bir epizodik başağrısı bozukluğudur. Migrenlilerin beşte birinde başağrısının gelişimi esnasında veya öncesinde migren aurası adı verilen bir nörolojik bozukluk (vizüel, duyusal veya motor) ortaya çıkar. Kortikal yayılan depresyon (CSD); bir odaktan başlayıp aynı hemisfer boyunca yayılan geçici nöronal depolarizasyon ve takiben gelişen uzun süreli baskılanmış nöronal aktivitedir. Aura fazında gözlenen vizüel skotom ve geçici kortikal oligemi ile benzer bir hızda yayıldığından dolayı migren aurasının temelinde CSD fenomeninin olduğu ileri sürülmüştür. Migren patofizyolojisinin daha iyi aydınlatılmasını sağlayan bu veri, migren tedavisi yanında, patofizyolojisinde kortikal yayılan depresyonun yer aldığı düşünülen, serebrovasküler hastalıklar, geçici global amnezi, travmatik beyin hasarı gibi nörolojik hastalıkların tedavisinde de yeni ufuklar açacaktır |
4. | Nöropatik ağrıda transdermal fentanil kullanımı: olgu sunumu Transdermal fentanyl for neuropathic pain: case report. Sema Tuncer, Ruhiye Reisli, İnci Kara, Şeref OtelcioğluPMID: 17457711 Sayfalar 31 - 35 Nöropatik ağrıya neden olan mekanizmalar tam olarak anlaşılamamıştır. Bu klinik durum için çoğu tedavi modelleri yetersiz kalmaktadır. Opioidlerin etkileri ve ağrı mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasından sonra kanser dışı kronik ağrılarda ve nöropatik ağrıda opioidlerin kullanılması yaygınlaşmıştır. Bu çalışmada, transdermal fentanil kullanan kronik non-malign nöropatik ağrılı hasta, ağrı ve yan etki açısından yaklaşık ondört ay boyunca izlendi. Tedavi süresince hastanın ağrısı azaldı ve ciddi yan etki gözlenmedi. TDF kronik non-malign nöropatik ağrı tedavisinde etkin analjezi sağlamakta ve oldukça iyi tolere edilmektedir. |
5. | Hemşirelerin ağrı ile ilgili bilgi, davranış ve klinik karar verme yeteneklerinin incelenmesi Investigation of nurses’ pain related knowledge, attitude and clinical decision making skills Serap Özer, Banu Akyürek, Zümrüt BaşbakkalPMID: 17457712 Sayfalar 36 - 43 Bu çalışmanın amacı, hemşirelerin, (N=235) ağrı ile ilgili bilgi, davranış ve klinik karar verme yeteneklerini incelemektir. Araştırmada veri toplama aracı olarak, Hemşire Tanıtım Formu, Ağrı ile İlgili Hemşire Bilgi ve Davranışları Anketi, ve McCaffery ve Ferrell tarafından geliştirilen ve Türk toplumuna uyarlanan Klinik Karar Verme Anketi olmak üzere toplam üç form kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda; hemşirelerin çoğunluğunun ağrı tanılaması ve yönetimi konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığı, %47.4’ünün ağrı yoğunluğunu tanılamada hastanın davranışlarını gözlemlemediği ve %74.5’inin ise hastanın ağrısını ölçmek için ağrı tanılama skalası kullanmadığı saptanmıştır. |
6. | Total diz protezi uygulanan yaşlı hastalarda %0.375 ropivakain ile yapılan üçü bir arada femoral sinir bloğunun, postoperatif morfin tüketimine etkisi The effect of 3-in-1 femoral nerve block with ropivacaine 0.375% on postoperative morphine consumption in elderly patients after total knee replacement surgery Mehmet Özen, Nurten İnan, Filiz Tümer, Ahmet Uyar, Bülent BaltacıPMID: 17457713 Sayfalar 44 - 50 Ortopedik cerrahi operasyonları içinde en ağrılı prosedürlerden biri total diz protezi (TDP) operasyonlarıdır. Calışmamızda, TDP operasyonlarında, 40 ml %0.375 ropivakain ile uygulanan preoperatif 3’e1 femoral sinir bloğunun (FSB), postoperatif hasta kontrollü analjezi (HKA) yöntemi ile uygulanan morfin tüketimine etkisini araştırmak amaçlanmıştır. Aynı zamanda, bloğun yan etki insidansına etkisi de incelenmiştir.Çalışmaya 34 hasta dahil edilerek, grup R’ye (n=17), 40 ml, % 0.375 ropivakain ile preoperatif dönemde 3’e1 FSB uygulanmıştır. Grup S’ye (n=17), blok uygulanmayıp, operasyon bitiminden 30 dk önce 2 mg morfin yükleme dozu olarak verilmiştir. Her iki gruba genel anestezi verilmiş ve postoperatif dönemde HKA uygulanmıştır. Hastaların VAS skalaları, total morfin tüketimi ve yan etkileri not edilmiştir. Her gruptan 2 hasta çalışma dışı bırakılmıştır. Çalışmamızda postoperatif 0,1,2,3,4,6,8 saatlerde takip edilen VAS skorları blok uygulanan grupta anlamlı olarak düşük bulunmuştur (p<0.05). Grup R uyanma odasında ve postoperatif 8 saat boyunca hiç ağrı tanımlamazken, grup S VAS≤3 düzeyine postoperatif 1. saatte ulaşabilmiştir. Morfin ihtiyacı, grup R de 12., 18., 24., 48. postoperatif saatlerde anlamlı olarak düşük bulunmuştur (p<0.001). Yan etki insidansı da grup R de daha düşük olarak tespit edilmiştir. TDP ameliyatı geçirecek olan yaşlı hastalarda, 40 ml %0.375 ropivakain ile uygulanan preoperatif 3’e1 FSB daha etkili analjezi, daha düşük morfin tüketimi ve daha az yan etkiye sebep olmuştur. |
7. | Manisa’da kırsal bir bölgede kadınlarda bel ağrısı sıklığı; ev işleri ve diğer faktörlerle ilişkisi The prevalence of low back pain and its relationship with household jobs and other factors in a group of women in a rural area in Manisa Pınar Erbay Dündar, Beyhan Cengiz Özyurt, Dilek ÖzmenPMID: 17457714 Sayfalar 51 - 56 Manisa’da kırsal bir alanda yürütülen bu kesitsel araştırmada kadınlarında bel ağrısı sıklığı ve ev işleri arasındaki ilişkiyi değerlendirmek amaçlanmıştır. Araştırma grubu 302 kişiden oluşmuş ve mahalle nüfuslarına orantılı küme örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın katılım oranı %89.1’dir. İstatistiksel analizde t testi, %95 güven aralığında tek değişkenli ve çok değişkenli risk analizi uygulanmıştır. Araştırma grubunda yeti yitimi düzeyleri Kısa Yeti Yitimi Anketi ile değerlendirilmiştir. Araştırma grubunda bel ağrısının nokta ve yaşam boyu prevalansı %34.9 ve %79.2’dir. Ev işlerinden ütü yapma sırasında hatalı vücut postüründe çalışmanın [2.2 (1.1-4.5)], yeti yitimi varlığının [9.2 (4.3-19.7)], ağır yük taşımanın [4.5 (2.1-9.2)], ve kilolu/obez olan kadınların [3.8(1.7-8.3)], bel ağrısı açısından risk taşıdıkları saptanmıştır. Koruyucu sağlık hizmetleri açısından ev kadınlarında aynı zamanda çalışma ortamı olan ev işlerinin yapılmasında uygun duruş alışkanlıklarının kazandırılması ve ergonomik çalışma koşullarının yaşama geçirilmesi gereklidir. Anahtar kelimeler: bel ağrısı, prevalans, ev işleri, ergonomi |