Objectives: This prospective randomized study aimed to compare the efficacy of preoperative versus postoperative paracetamol on postoperative nausea and vomiting (PONV) in children undergoing strabismus surgery.
Methods: Ninety-six patients were randomly divided into three equal groups (n=32). In the preoperative paracetamol group, patients received intravenous (IV) infusion of paracetamol [15 mg kg−1 (1.5 ml kg−1)] 1 h before surgery over 20 min and that of saline (1.5 ml kg−1) in the recovery room. In the postoperative paracetamol group, patients received IV infusion of saline (1.5 ml kg−1) 1 h before surgery over 20 min and that of paracetamol [15 mg kg−1 (1.5 ml kg−1)] in therecovery room. In the control group, patients received the IV infusion of saline (1.5 ml kg−1) pre- and postoperatively. Postoperative pain condition was evaluated using the Faces Pain Scale. In the recovery room, an observer recorded the pain score, complaints of nausea and vomiting, the need for rescue analgesics, and the need for antiemetic drug during 24 h postoperatively.
Results: The incidence of nausea and vomiting during the first 0–6 h postoperatively was significantly lower in the preoperative paracetamol group than in the control and postoperative paracetamol groups (p<0.001). The number of patients requiring antiemetic administration during the first 0–6 and 6–12 h postoperatively was found to be higher in the control group than in the other groups (p<0.001, for all).
Conclusion: The preoperative administration of paracetamol reduces PONV incidence in children undergoing strabismus surgery.
Amaç: Bu prospektif randomize çalışma, şaşılık cerrahisi uygulanan çocuklarda preoperatif ve postoperatif uygulanan intravinöz parasetamolün postoperatif bulantı ve kusma üzerine olan etkinliğini karşılaştırmayı amaçladı.
Gereç ve Yöntem: Doksan altı hasta randomize olarak 3 eşit gruba ayrıldı (n=32). Preoperatif parasetamol grubunda, ameliyattan bir saat önce 20 dakika sürecek şekilde 15 mg kg-1 parasetamol (1.5 ml kg-1) intravenöz (IV) infüzyon ve iyileşme odasında ise serum fizyolojik IV infüzyonu (1.5 ml kg-1) uygulandı. Postoperatif parasetamol grubunda ameliyattan bir saat önce 20 dakika boyunca serum fizyolojik (1.5 ml kg-1) IV infüzyonu ve sonra iyileşme odasında 15 mg kg-1 parasetamol (1.5 ml kg-1) verildi. Kontrol grubunda, hastalar preoperatif ve postoperatif dönemde serum fizyolojik (1.5 ml kg-1) IV infüzyonu aldı. Postoperatif ağrı durumu ilk 24 saat boyunca Yüz Ağrı Ölçeği kullanılarak değerlendirildi. İyileştirme odasında bir gözlemci postoperatif 24 saat süresince ağrı skorunu, bulantı ve kusma şikayetlerini, analjezik ihtiyacını ve antiemetik ilaç ihtiyacını kaydetti.
Bulgular: Ameliyattan sonraki ilk 0-6 saatteki bulantı ve kusma insidansı preoperatif parasetamol grubunda kontrol grubuna (p<0.001) ve postoperatif parasetamol grubuna göre anlamlı olarak daha düşüktü (p=0.011). Ameliyattan sonraki ilk 0-6 ve 6-12 saatlerde antiemetik tedaviye gereksinim duyan hasta sayısının kontrol grubunda diğer gruplara göre daha yüksek olduğu bulundu (p<0.001, hepsi için).
Sonuç: Şaşılık ameliyatı geçiren çocuklarda preoperatif IV parasetamol uygulandığında, postoperatif bulantı ve kusma insidansını azaltmaktadır.