Objectives: To investigate the differences and similarities of the sociodemographic properties and pain conditions of patients, from that of other studies conducted all around the world.
Material and Methods: In our policlinic, all the patients are asked the questions in the “Pain Assessment Form” before the diagnosis and answers are recorded. Their demographic characteristics such as age, gender, occupation, marital status, education and economical status are written on the forms. For the detailed pain anamnesis, following factors are questioned and recorded in the pain assessment form: The location, quantity and starting time of pain, its period, the factors that increase and decrease the pain, duration of pain, prior medication.
Results: Our study includes the results of 772 patients who applied to our policlinic between January 1st, 2006 and December 31st, 2007. The most frequent complaints were the region of low back, shoulder and head. The most frequent three diagnoses were low back pain, musculoskeletal pain and headache. VAS value was found to be 7.3.. Seventy three percent of patients had been suffering from chronic pain. Pain was mostly accompanied by weakness, muscle weakness, insomnia, nausea and vomiting. The most frequent treatments were medical treatments along with invasive pain therapy.
Conclusion: Knowing sociodemographic properties and close investigation of patients’ answers to the treatments are important. When medical treatment is insufficient, invasive pain treatment should be realized by experienced pain therapy practitioner. Informing patients and their relatives about applied treatment may increase the success of treatment.
Amaç: Hastaların sosyodemografik özelliklerinin ve ağrı durumlarının, dünyada yapılmış diğer ağrı çalışmaları ile benzerliklerini ve farklılıklarını ortaya koymayı amaçladık.
Gereç ve yöntem: Polikliniğimizde hastalara, “Ağrı Değerlendirme Formu”ndaki sorular sorulmakta ve bilgiler bu forma kaydedilmektedir. Hastaların yaş, cinsiyet, meslek, medeni hal, öğrenim ve ekonomik durumu gibi demografik özellikleri forma işlenmektedir. Detaylı ağrı anamnezi için ağrının yeri, niteliği, başlangıç zamanı, atak süresi, sıklığı, şiddeti, ağrıya eşlik eden semptomlar, bu ağrılı hastalık nedeniyle daha önce aldığı ilaçlar ve uygulanan tedaviler, sorgulanmakta ve ağrı değerlendirme formuna kaydedilmektedir.
Bulgular: Çalışmamız 1 Ocak 2006–31 Aralık 2007 tarihleri arasında algoloji polikliniğimize başvuran 772 yeni hastanın sonuçlarını içermektedir. En sık ağrı şikâyetinin bel, omuz ve baş bölgesinden kaynaklandığı görüldü. Hastalarımıza en sık bel, muskuloskeletal ve baş ağrısı tanısı konuldu. İlk başvuruda ortalama VAS değeri 7,3 idi. Hastaların ağrıları genellikle sızlama, zonklama niteliğindeydi ve %73’ünün kronik ağrısı vardı. Ağrıya en sık halsizlik, bulantı-kusma ve uykusuzluk eşlik ediyordu. Hastaların %58’i önceden ilaç tedavisi almıştı. En sık ilaç tedavisi ve beraberinde invaziv girişimler uygulandığı görüldü..
Sonuç: Hastaların sosyodemografik özelliklerinin bilinmesi ve tedaviye yanıtın yakın takibi önemlidir. Uygun farmakolojik tedavi yetersizse, ihtiyaç duyulan invaziv yöntemler deneyimli doktorlarca uygulanmalıdır. Uygulanan yöntemlerin hasta ve yakınlarına anlatılması tedavinin başarısını arttırır.