ISSN : 1300-0012   E-ISSN 2458-9446 Anasayfa     |     İletişim      |     ENG
 
 
Cilt: 36  Sayı: 2  Yıl: 2024
 
Ağrı: 30 (3)
Cilt: 30  Sayı: 3 - 2018
Özetleri Gizle | << Geri
DERLEME
1.
Hastaların, ameliyat sonrası ağrı yönetimine ilişkin hemşirelik uygulamalarından memnuniyet düzeyleri: Bir sistematik derleme
Patient satisfaction with nursing practices about postoperative pain management: A systematic review
Fatma Eti Aslan, Sennur Kula Şahin, Selda Secginli, Semra Bülbüloğlu
PMID: 30028476  doi: 10.5505/agri.2018.96720  Sayfalar 105 - 115
Amaç: Bu sistematik derlemede, hastaların ameliyat sonrası ağrı yönetimine ilişkin hemşirelik uygulamalarından memnuniyet düzeylerini incelemek amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Konuyla ilgili Science Direct, Türk Medline, Psychinfo, Ovid, Prequest, Google Scholar ve Ulakbim Türk Tıp Dizini veritabanlarından 2005-2015 tarihleri arasında yayınlanmış çalışmalar incelenmiş ve alınma kriterlerine uyan 5 çalışma inceleme kapsamına alınmıştır. Çalışma kapsamına alınan makalelerin metodolojik kaliteleri Türkçe Joanna Briggs Enstitüsü MAStARI Kritik Değerlendirme aracı ile yapılmıştır. Veriler bu çalışma için geliştirilen standart bir veri özetleme formu kullanılarak özetlenmiş ve değerlendirilmiştir.
Bulgular: Sistematik derleme kapsamına alınmış çalışmaların örneklem grubunu künt ve penetran travma geçirerek acil ünitesine alınmış hastalar (n=418), total diz protezi takılmış ortopedi ünitesinde yatan hastalar (n=120), batın ve göğüs bölgelerinden çeşitli nedenlerle opere edilmiş hastalar (n=559), kalp ameliyatı geçirmiş hastalar (n=52)oluşturmaktadır. Çalışmalarda en yüksek ağrı puanı 7.20±1.95 (min-max: 0-10) olup, en yüksek memnuniyet düzeyi %100 olarak belirlenmiştir. Tüm çalışmalarda ameliyat sonrası ağrı yönetiminde sıklıkla farmakolojik yöntemlerin kullanıldığı ve hemşireler tarafından özellikle ilaç dışı uygulamaların ağrı yönetiminde yeterince kullanılmadığı, buna rağmen; hastaların memnuniyet düzeyinin çoğunlukla yüksek olduğu belirlenmiştir.
Sonuç: Bu sistematik derlemede, son on yıldır ameliyat sonrası ağrı yönetimi için yapılan hemşirelik uygulamalarından hasta memnuniyetinin yüksek düzeyde olduğu ve ağrı yönetiminde önerilen ilaç dışı hemşirelik uygulamalarının yetersiz olduğunu gösteren bilimsel kanıtlara ulaşılmıştır.
Objectives: The aim of this study was to investigate patient satisfaction with nursing practices regarding postoperative pain management.
Methods: A systematic review of the literature published between 2005 and 2015 was conducted, comprising a search of 7 databases: ScienceDirect, Turkish Medline, PsycINFO, Ovid, Prequest, Google Scholar, and the ULAKBIM Turkish Medical Database. Five articles were identified as eligible for review. The methodological quality of the studies was assessed using the Turkish version of the Joanna Briggs Institute-Meta Analysis of Statistics Assessment and Review Instrument (JBI -MAStARI) Critical Appraisal Checklist. The data were extracted using a standard data extraction form developed for this study, and subsequently evaluated.
Results: In the articles eligible for this review, the study samples comprised patients with blunt or penetrating trauma sent to the emergency room (n=418) and those who underwent total knee replacement (n=120); heart, lung, or gastrointestinal system surgery (n=559); or open heart surgery (n=52). The maximum pain score was 7.20±1.95 (min-max: 0-10) and the maximum satisfaction score was 100%. The findings revealed that pharmacological methods were most frequently used for postoperative pain management and non-pharmacological methods were not used sufficiently by nurses. Nevertheless, the patients were satisfied with the postoperative pain relief nursing care.
Conclusion: In this systematic review, scientific evidence indicated that patient satisfaction with nursing practices related to postoperative pain management was high; however, non-pharmacological methods were used insufficiently in the last decade.

DENEYSEL VE KLINIK ÇALIŞMALAR
2.
Nitrogliserine bağlı migren tipi baş ağrısı üzerine refleksoloji masajının etkisi: Plasebo kontrollü bir klinik çalışma
Effect of applying reflexology massage on nitroglycerin-induced migraine-type headache: A placebo-controlled clinical trial
Nima Imani, Shams Aldin Shams, Moloud Radfar, Haleh Ghavami, Hamid Reza Khalkhali
PMID: 30028477  doi: 10.5505/agri.2018.43815  Sayfalar 116 - 122
Amaç: Nitrogliserin (NTG) ile oluşan migren tipi baş ağrısı, nitrat tedavisinin en belirgin yan etkisidir. Bu nedenle, bu çalışmanın amacı, koroner yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hastalarda refleksoloji masajının, intravenöz nitrogliserine bağlı baş ağrısı üzerine etkisini araştırmaktır.
Gereç ve Yöntem: Bu çalışma randomize bir klinik araştırmadır. Çalışma örnekleri rastgele yöntemi ile üç gruba ayrıldı ve 75 hasta; kontrol grubunu, plasebo grubunu ve müdahale grubunu oluşturdu.Nitrogliserin alan hastalarda baş ağrısı yoğunluğu Ağrı için Sayısal Değerlendirme Ölçeği (NRS) ile ölçüldü. Müdahale grubundaki hastalara 20 dakika boyunca iki kez refleksoloji masajı yapıldı. (İkinci masaj, birinciden 3 saat sonra yapıldı.), ayak başparmağının üst kısmı başın refleksoloji noktası olarak belirlenmiş bunun için refleksoloji masaji grubunda hastaların her iki ayak baş parmaklarının ust kısmına masaj uygulandı. Plasebo grubunda baş ağrısı ile ilişkili olmayan bir noktaya (ayak topuğuna) masaj yapıldı. Kontrol grubundaki hastalara herhangi bir masaj yapılmadı.
Bulgular: Çalışma öncesi ağrı skalası ortalamaları açısından üç grup arasında başlangıç farkı yoktu (p=0.66); ancak uygulama sonrası gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak yüksekti (p=0.000).
Sonuç: Refleksoloji masajı, nitrogliserine bağlı baş ağrısının yoğunluğunu azaltabilir.
Objectives: Nitroglycerin (NTG)-induced migraine-type headache is the most prominent side effect of nitrate therapy. Therefore, the aim of this study was to clarify the effectiveness of reflexology massage on intravenous NTG-induced headache in coronary care unit (CCU) inpatients.
Methods: This was a randomized clinical trial. The study sample included 75 patients that were randomly divided into three groups: control, intervention, and placebo groups. The intensity of baseline headache in patients who received NTG was measured by the numeric rating scale for pain (NRS Pain). Patients in the intervention group received reflexology massage two times for 20 min (at 3-h interval), wherein the upper part of patient’s both foot thumbs, which is the reflection point of the head, was massaged. In the placebo group, an unspecified point on the foot (heel), which was not related to the head, was massaged. Patients in the control group did not receive any massage.
Results: No baseline differences existed among the three groups for the mean pain scale score (p=0.66) before the study; but the difference between the groups after the application was statistically significant (p=0.000).
Conclusion: Reflexology massage can reduce the intensity of NTG-induced headache.

3.
Subkostal transversus abdominal plan bloğun mesh ile inguinal herniorafi sonrası akut ve subakut ağrı gelişimi üzerine etkisinin araştırılması: Randomize, klinik çalışma
Evaluation of the effects of subcostal transversus abdominis plane block on acute and subacute pain development following inguinal herniography: Randomized clinical study
Çiğdem Akyol Beyoğlu, Aylin Özdilek, Emre Erbabacan, Elif Aybike Özmumcu, Birsel Ekici, Güniz Köksal, Fatiş Altıntaş, Sevim Purisa
PMID: 30028478  doi: 10.5505/agri.2018.49344  Sayfalar 123 - 129
Amaç: Subkostal transvers abdominis plan bloğunun (TAP) postoperatif ağrı üzerindeki etkisi halen araştırma konusudur. Bu çalışmanın amacı, inguinal herniorafi hastalarında postoperatif subakut ağrı üzerine subkostal TAP bloğunun etkisini değerlendirmektir.
Gereç ve Yöntem: Genel Anestezi altında mesh ile elektif tek taraflı inguinal herniyorafi geçirecek olan 18-75 yaş arasındaki ASA skoru 1-3 olan hastalar çalışmaya alınmıştır. Elli hastaya postoperatif ağrı tedavisi için iv analjezik verildi (grup I), elli hastaya operasyondan sonra iv analjeziye ek olarak subkostal TAP blok uygulandı (grup II). Operasyondan 1 ay sonra gruplar arası numerik ağrı skalası Mann-Whitney U testi ile karşılaştırdı. Hastaların operasyondan sonra 15. Dakika. 1, 6, 12, 24. saat, 15. gün NRS skorları ile 15 gün ve 1 ay sonraki yaşam kalitesi skorları (LQS) değerlendirildi.
Bulgular: Postoperatif 15. dakika, 1, 6, 12, 24. saat, 15. gün (p=0.00) ve 1. aydaki NRS değerleri grup II’de grup I’e göre anlamlı derecede düşük bulundu (p=0.02). Ameliyattan 15 gün sonra LQS açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu (p=0.013). Gruplar arası karşılaştırmada LQS birinci ayda Grup I’deki postoperatif 15. güne kıyasla daha yüksekti (p=0.201).
Sonuç: Subkostal TAP bloğu akut dönemde ve inguinal herniorafi yapılan hastalarda ameliyat sonrası ilk ayda etkili bir postoperatif ağrı tedavisi sağlamaktadır.
Objectives: The effect of subcostal transversus abdominis plane (TAP) block on postoperative pain is contradictive. The aim of this study was to evaluate the effect of subcostal TAP block on subacute pain in patients who have undergone inguinal herniography.
Methods: Patients aged between 18 and 75 years with American Society of Anesthesiologists 1–3 and who were to undergo elective unilateral inguinal herniography with mesh under general anesthesia were included. Fifty patients were under an intravenous analgesic regimen (group I) and 50 patients underwent subcostal TAP block postoperatively in addition to the intravenous analgesic regimen (group II). The primary outcome measure was pain scores 1 month postoperatively by comparing Numerical Rating Scale values with the Mann–Whitney U test between groups I and II. Secondary outcome measures were life qualification scores 1 month postoperatively and pain scores 24 h and 15 days postoperatively.
Results: Postoperative 15th-min; 1st-, 6th-, 12th-, and 24th-h; 15th-day (p=0.00); and 1st-month Numerical Rating Scale values were significantly lower in group II than in group I (p=0.02). No significant difference was observed between the groups in terms of LQS 15 days postoperatively (p=0.013). On group comparison, LQS was higher in the 1st month than at the 15th day postoperatively in group I (p=0.201).
Conclusion: Subcostal TAP block provides an effective postoperative pain treatment in the acute period and in the 1st postoperative month in patients undergoing inguinal herniography.

4.
Kronik boyun ağrılı hastalarda proprioseptif eğitimin denge üzerine etkisi
Effect of proprioceptive training on balance in patients with chronic neck pain
Mehmet Duray, Şule Şimşek, Filiz Altuğ, Uğur Cavlak
PMID: 30028479  doi: 10.5505/agri.2018.61214  Sayfalar 130 - 137
Amaç: Bu randomize kontrollü araştırmanın amacı kronik boyun ağrısına (KBA) sahip hastalarda proprioseptif eğitimin denge üzerine etkisini incelemektir.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya katılan 40 hasta randomize olarak çalışma ve kontrol gruplarına ayrıldı. Her iki gruba da Konvansiyonel Fizik Tedavi uygulanırken, çalışma grubu proprioseptif eğitim için ek olarak bakış yönü tanıma egzersizi (BYTE) ile tedavi edildi. Hastalara, tedavinin başlangıcında, tedavi bitiminde ve son seanstan 3 hafta sonra ağrı şiddeti [Görsel Analog Skalası (GAS)], boyun özür seviyesi [Boyun Özür İndeksi (BÖİ)] ve denge [Dört Adım Kare Testi (DAKT), gözler açık ve kapalı tek ayak denge testi (TADT)] değerlendirmeleri yapıldı.
Bulgular: Tedavi öncesi değerlendirmeler bakımından gruplar arasında fark bulunmadı. Tedavi öncesi ile karşılaştırıldığında her iki grubun GAS skorlarında istatistiksel olarak anlamlı azalma vardı (p<0.05). Ek olarak çalışma grubunun BÖİ, DAKT ve gözler açık ve kapalı TADT skorlarında istatistiksel olarak anlamlı gelişme olduğunu gözlemlenirken, kontrol grubunda tedavi öncesi ve sonrası sonuçlar benzerdi.
Sonuç: Sonuçlarımıza göre, KBA’ na sahip hastalarda dengeyi geliştirmek ve özür seviyesini azaltmak için fizyoterapi programları proprioseptif eğitimi içermelidir.
Objectives: The aim of this randomized controlled study was to investigate the effect of proprioceptive training on balance in patients with chronic neck pain (CNP).
Methods: Forty patients participating in the study were randomly divided into study and control groups. Both of the groups underwent conventional physical therapy; additionally, the study group was rehabilitated with gaze direction recognition exercise (GDRE) for proprioceptive training. Exercises were performed during 3 weeks with five sessions per week. Pain intensity [visual analog scale (VAS)], neck disability [Neck Disability Index (NDI)], and balance [four step square test (FSST), single leg balance test (SLBT) with eyes opened and closed] assessments were conducted in the patients before and after the treatment and 3 weeks after the last session.
Results: No differences were observed between the groups in terms of pre-treatment measurements. There was a statistically significant decrease in VAS scores in both groups compared with pre-treatment conditions (p<0.05). In addition, whereas a statistically significant improvement in the study group’s NDI, FSST, and SLBT with eyes opened and closed scores was observed after the treatment, pre- and post-treatment results were similar in the control group (p>0.05).
Conclusion: Proprioceptive training should be included in physiotherapy programs to improve balance; it decreases the disability level in patients with CNP.

OLGU SUNUMU
5.
Uyanık thorakal epidural anestezi altında laparotomik gastrostomi: Başarılı bir deneyim
Laparoscopic gastrostomy under awake thoracic epidural anesthesia: A successful experience
Ömer Karaca, Hüseyin Ulaş Pınar, Enes Duman, Rafi Doğan
PMID: 30028480  doi: 10.5505/agri.2017.49091  Sayfalar 138 - 141
Genel anestezi, özellikle batın operasyonları için ilk tercih edilen anestezi yöntemidir. Ancak akciğer hastalığı olan birinde, genel anestezi esnasında sağlanacak neuromusculer blokaj atelektaziyi artıracağından, postoperatif ventilatör bağımlılığını artıracaktır. Özellikle postoperatif komplikasyonlar için risk oluşturan kronik obstruktif akciğer hastalığı (COPD) olgularında bu ihtiyaç daha belirgin olacaktır. Thoracal epidural anaesthesia (TEA), üst abdominal operasyonlar için yeterli anestezi sağladığından, ciddi akciğer hastalığı ve evre 4 akciğer kanseri olan hastamız için en iyi seçenektir.
General anesthesia is the first choice as an anesthesia method particularly for abdominal operations. However, because neuromuscular blockade induced during general anesthesia will increase atelectasis in a patient with pulmonary disease, it will also increase postoperative ventilator dependence, which will be even more apparent in cases of chronic obstructive pulmonary disease (COPD) that pose a risk, particularly for postoperative complications. Herein, thoracic epidural anesthesia (TEA) was found to be a better option for our patient with severe COPD and stage IV lung cancer, as it provided sufficient anesthesia and better postoperative care for laparoscopic gastrostomy.

6.
Başağrısız idiopatik intrakranial hipertansiyon: Olgu sunumu ve literatürün gözden geçirilmesi
Idiopathic intracranial hypertension without headache: A case report and literature review
Yasemin Eren, Naciye Kabataş, Neşe Güngör Yavaşoğlu, Selim Selçuk Çomoğlu
PMID: 30028481  doi: 10.5505/agri.2017.70370  Sayfalar 142 - 145
Bu yazıda başağrısı olmaksızın, bulanık görme ve diplopi ile presente olan, 23 yaşında erkek İdiopatik intrakranial hipertansiyon (İİH) olgusu bildirilmiştir. İHH’de başağrısı en sık görülen semptom olmasına rağmen, bazen klinik olarak görülmeyebilir.Bu durum daha çok erkeklerde gençler özellikle çocuklarda ve zayıf hastalarda tanımlanmıştır. Buradaki önemli nokta bu hastalar ciddi görsel bulgularla presente olmaktadırlar, bu nedenle agresif tedavi edilmelidirler.
This study reports the case of a 23-year-old man with idiopathic intracranial hypertension (IIH) who presented with blurred vision and diplopia, without accompanying headache. Although headache is the most common symptom associated with IIH, occasionally, it may not be observed clinically. This situation is more frequently observed in males, young adults, children, and in patients with low body mass index. This case highlights a crucial aspect; patients who present with serious visual symptoms without headache must be treated aggressively because vision loss will develop rapidly.

7.
Endovasküler koil embolizasyonu ile tedavi edilen rüptüre olmamış anevrizmaya bağlı gökgürültüsü başağrısı
Unruptured aneurysm producing thunderclap headache treated with endovascular coil embolization
Pınar Gelener, Süha Halil Akpınar
PMID: 30028482  doi: 10.5505/agri.2017.78045  Sayfalar 146 - 149
Hastaların yaşamlarındaki en şiddetli başağrısı olarak tarifledikleri, ani olarak gelişen başağrısı oldukça dikkat edilmesi gereken bir durumdur. 32 yaşındaki kadın hasta, son bir haftadır sıklığı ve şiddeti gittikçe artan gökgürültüsü başağrısı atakları nedeniyle başvurdu. Son bir haftada birkaç kez acil başvurduğunu ve çekilen beyin tomografisinin normal olarak raporlandığını ifade etti. Son başvurusunda nörolojik muayenesinde, sol komplet okülomotor sinir felci saptandı. Beyin manyetik rezonans görüntüleme ve anjiografisinde solda posterior komunikan arter anevrizmasının ipsilateral okülomotor sinire bası yaptığı görüldü. Subaraknoid hemoraji izlenmedi. Anevrizma tedavisine yönelik endovasküler balon aracılı koil embolizasyonu yapıldı. Girişimsel işlemden hemen sonra başağrıları düzeldi. Tedavinin üçüncü ayında ise komplet ptoz düzeldi. Gökgürültüsü başağrısı, kanamamış anevrizmalarda çok sık beklenen bir durum değildir ancak gelişmekte olan bir rüptürün habercisi olabilir, bu sebeple erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir.
The abrupt onset of acute, high-intensity headache, unlike any experienced before, can be an urgent medical condition, which requires attention. A 32-year-old female patient developed thunderclap headache attacks had applied with increasing intensity and frequency since 1 week. She had visited the emergency department several times, and cranial computed tomography findings were normal. On the last presentation, neurological examination showed complete oculomotor nerve palsy on the left. Brain magnetic resonance imaging together with intracranial brain angiography revealed left posterior communicating aneurysm compressing the ipsilateral oculomotor nerve, with no evidence of subarachnoid hemorrhage. The patient was treated with endovascular balloon-assisted coil embolization of the aneurysm under digital subtraction angiography. As a result, the headache resolved soon after the intervention. Furthermore, complete ptosis recovered by the third month.
Although thunderclap headache has rarely been attributed to an enlarging unruptured cerebral aneurysm, early recognition and treatment are rather important as it may indicate a high risk of rupture.

EDITÖRE MEKTUP
8.
Alt extremite cerrahisinde postoperatif ağrı kontrolü için ultrason eşliğinde distal adduktor kanala kateter yerleştirilmesi
Ultrasound-guided distal adductor canal catheter placement for continuous postoperative analgesia in lower leg surgery
Onur Balaban, Tayfun Aydın, Lokman Demir
PMID: 30028483  doi: 10.5505/agri.2018.54037  Sayfalar 150 - 151
Makale Özeti | Tam Metin PDF



   
Copyright © 2024 Ağrı Dergisi Tüm Hakları Saklıdır.